Dünyadayken insanların yolu iki şeye; aşka ve ölüme mutlaka düşerdi. Aşka düşmeyi "aşk ölmektir" diye tanımlayanlarınız da vardı, "aşk dirilmektir" diye de. Aşkın bu tanımları bana anlaşılmaz gelirdi. Çünkü iki bilinmeyeni birbirine göre tanımlamak gibiydi bu.
Sayfa 194 - Kapı Yayınları
TOZLU SAHİFELERDEN ÇIKIP YÜREKLERE YERLEŞEN KAHRAMAN: KÜR ŞAD (BOZKURTLARIN ÖLÜMÜ) Olay Örgüsü İncelemeye geçmeden önce romanın genişçe bir özetini vermek faydalı olacaktır. Olay 621 yılında, bir yaz gecesi başlar. Yüzbaşı Işbara Alp'ın buyruğundaki Gök Türk erleri bozkırda uyumaya çalışmaktadırlar. Ertesi gün Çin'e akın
Reklam
Keman
 KEMAN Derin bir uykudan uyanır gibiydim. Gözlerimi açmadan evvel iyice kendime gelmeyi bekledim. Etrafa bakındım. Bulunduğum yer tanıdık değildi. Neredeydim? Ne olmuştu bana? Bir türlü çözemiyordum. Yattığım yatağın hemen yanı başında bulunan pencere bir koruluğa bakıyordu.  Ama ne ev ne de bu koruluk bana aşinaydı. Karnıma bir sancı girince
Ayrılırken söylenen sözler, beraberken yaşananların bir özetidir.
"İnsan, dalıp giden ve çoğunlukla da dalıp gittiği yerde yaşayan varlık."
Reklam
Keşke düşünsen; hiçbir acı, hiçbir üzüntü, hiçbir keder, bir gün sona erecek hayattan daha uzun süreli değildir. Nasıl ki dünyada misafirsek; sevinçler de kederler de bizde öyle misafir. Nasıl ki dünya bizi ağırlıyorsa, biz de sevinç ve kederleri, üzüntüleri öyle ağırlayabiliriz.
Her acı taşınabilir, acıyı taşınmaz hâle getiren ona razı olmayışımızdır. (Giderken Bana Bir Seyler Söyle, Mustafa Ulusoy)
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.