noktalı ünlem

“Ne olursa olsun mantıklı düşünmek zorundasın, ölüler hep dirilmek ister. Sense hala hayattasın ve mücadele ediyorsun, ölemezsin!” Sonra devam ettim “hayat sana anne ve babandan hediye.”
Sayfa 174Kitabı okudu
Reklam
İnsanların uyması gereken dört kural vardır: yanlış söz söyleme, yanlış yatakta uyuma , yanlış eşikten girme, elini yanlış cebe atma.
Sayfa 143Kitabı okudu
İnsan ne kadar şanslı olursa olsun, ölmek istiyorsa hiçbir şey onu yaşatamaz.
Sayfa 175Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Geçmiş,şimdinin kabuğudur. Anı yaşamak için kabuğundan kurtulman gerekir. Bu, canını çok yakacak olsa da.”
Kendi alçalmasından bile zevk almaya çalışan birinin kendine saygı duyması mümkün mü ha, mümkün mü?
Reklam
“Ya günün birinde cidden tüm arzularımızın ve heveslerimizin formülünü bulurlarsa; hangi yasalara göre gerçekleştiklerini, herhangi durumda nereye yöneldiklerini, kısacası gerçek matematiksel formülünü bulurlarsa… O zaman belki insan arzulamayı kesiverir; hatta belki değil, muhtemelen keser. Bir tablete göre arzulamanın nesi eğlenceli ki? Bunu geçtim , o vakit insan organ borusuna ya da onun gibi bir şeye dönüşüverir. Zira isteği,iradesi, arzusu olmayan insan organ piyanosundaki boru değil de nedir?”
“Anlama. Dünya anlamak isteyenlere düşmandır. Anladıkça kaybolursun.”
“Ancak sana bir tavsiye. Evvela, bugüne kadar başına gelen kötü şeyleri alt alta yazıp oku. Bunca kötü şeye rağmen ben nasıl yaşamış , nasıl ayakta kalmışım dersin. Sonra da şuanki dertlerini yaz. Yine bunca şeye karşın nasıl oluyor da hâlâ nefes alabiliyorum diyeceksin. İşin ilginç yanı şu ki , gelcekte de kötü şeyler yaşayacaksın. O zaman da aynı şeyleri düşüneceksin. Ama bak ; yaşadın, yaşıyorsun ve yaşayacaksın. Hayat, senden bıkıp yerine başkasını alana kadar bu döngü devam edecek. “
“Kalbimdekiler beni görünmez kılıyor. Ben, herkesin yalnızlığıyım.”
“Aşık olunca tüm dünya seninle birlikte delirmiş sanırsın. Fakat bu büyük bir yanılgıdır. Dünyanın derdi hep başından aşkındır. Seninle ilgilenmez.”
Reklam
İçimde iyi veya kötü bir duygu yoktu ,hiçbir şey hissetmiyordum. Bir makine misali bana verilen komutları tatbik ediyordum yalnızca.
Acının müptelası olmuştum. Öyle ki gövdem bir mıknatıs gibi başkalarının yaralarını, acılarını da kendine çekip en derinde muhafaza ediyordu.
Kendimle harp ediyordum. Zaferim yoktu, umudum yoktu, geleceğim yoktu, yüzüm yoktu…
Sesim kendi sesim, gözlerim kendi gözlerim değildi. Bir başkasının yüzünü, bedenini, organlarını kullanıyormuşum hissine kapılıyordum. Aldığım nefes bile ödünçtü sanki.
38 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.