Zaman içinde bulunan hiçbir varlık kendi yaşam süresinin bütününü aynı anda yaşayamaz.
Henüz yarına ermemiştir,
dünü ise çoktan yitirmiştir;
yaşadığı bugünde bile ancak değişebilir ve geçici bir anı yaşayabilir.
Belki de uzun yaşamı boyunca onca şey kaybetmiş olan Platon gelecekteki okurlarına kaybın sadece tekrar bulmanın yolunu açan bir girizgah olduğunu anlatmaktaydı.
Hegel 1802 yılında "Almanya Anayasasına Eleştiri" başlığıyla yazdığı bir el yazısında "Almanya artık bir devlet değil" ( Deutschland ist kein Staat mehr) sözleriyle çarpıcı bir girizgâh yapar. Hegel bunun nedenini esas olarak anayasa kavramının bilinen devlet öğretilerine dayandırmanın zorluğuna işaret ederek kendine özgü veciz üslubuyla "Kavramı olmayanın kendisi de yoktur" diye ekler...
#NaifBezwan
... demek ki pek de aşk değil söz konusu olan, tabii aşk -ya da daha doğrusu tutku- denilen şey de şunlar değilse eğer: Şu dilsiz şey, şu ileri atılımlar, şu geri çekilmeler, şu nefretler, dile getirilmemiş -hatta biçimlenmemiş- her şey, kısacası şu basit hareketler, sözler, anlamsız sahneler dizisi ve tam da ortasında, bir girizgâh bile olmadan, göğüs göğüse şu acil, hızlı, vahşi saldırı, herhangi bir yerde,..
..şu deri ve kemikten hiç değişmeyen, ne düşündüğü anlaşılmaz, hüzünlü, suskun maskesiyle, pasif, tasalı ve hizmete hazır olarak..
.
✿✿✿
"Demeliyim ki şu hayat bir katre-i andır
Varlıkta hiçlik ve hiçlikte varlık aşktandır
Nefsi sorarsan o emmarede bir çıyandır
Küfür kuytularda giz şimdilerde ayandır
Bu ıstırap miskinden zahitlere beyandır
Muttasıl-ı muştuya mazhar Hakk'a uyandır
Maksudu İlahi olanın ameli püryandır
O zaman-ı ahir cehennem gibi üryandır
Had ile fiil