Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Gizem Kısa
Gizem Kısa
@gizemksa
️
59 okur puanı
Kasım 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
İnsanım ben!!
Doğan CÜCELOĞLU'nun yine keyifle okuduğum bir kitabı oldu.
Kitabın kahramanı Saniye ÇELİK, 30 yıl süren evliliğinde "insanım ben" mücadelesi verdi. Sonuçlanmayan bir savaştı onun savaşı. Kazananı yok kaybeden çok...
Türkiye'de kadın olmak konusuna fazlaca değinilmiş, eşsiz bir hayat hikayesi demek isterdim fakat buna benzer çok fazla hayat hikayesi var.
Kitabı okuduğunuzda kendinizden, çevrenizden birilerini görebilirsiniz. Sizlere hiçte yabancı gelmeyecek bu kitabı okumanızı tavsiye ederim.
Evlendikten sonra..
Evlenmeden önce okunması gereken bir kitap olsada evlendikten sonra eşimle okuduğum kitap.
Kitap evlilik hakkında bir çok bakış açısı sunmuş yani kitapta farklı türde bir çok evlilik görebilirsiniz. Örneğin; görücü usulü evlilik, severek evlilik, sorunlu evlilik, mutlu evlilik vs.
Evlilik çok sorumluluk isteyen zor bir zanaat. Karşılıklı anlayış, sevgi ve merhamet ile güzel mutlu bir yolculuk da olabilir, çatışmalar ve anlaşmazlıklarla dolu cehennem de.
Bu kitap evlenmeden önce karşınıza çıktıysa çok şanslısınız mutlaka okuyun, bakış açınız değişecek, sizi geliştirecek ve doğru yönlendirebilecek bir kitap.
Bu kitap evlendikten sonra karşınıza çıktıysa yine okuyun. İyi gitmeyen bir evliliğiniz varsa size katkı sağlayacak ve ufkunuzu genişletecek bir kitap. Belki sizin belki eşinizin yanlış davranışlarınızı fark edecek kendinizi geliştireceksiniz.
Bu kitap evlendikten sonra karşınıza çıktıysa ve iyi bir evliliğiniz varsa; ne kadar doğru ilişki yaşadığınızı anlayacak ve bir birinizi daha çok sevecek iyiki diyeceksiniz.
Ben iyiki diyorum. :)
Eleştiriler ile dolu mizah kitabı!!!
İzahı olmayan şeylerin mizahı oluyor. Eleştiriler ile dolu mizah kitabı. 1983'de yayınlanmış olmasına rağmen kitap halen güncelliğini korkuyor. Keşke kitabı okuduğum da o zamanlar da böyle bir toplum muşuz deyip şaşırsabilseydim. Halen aynı ve daha da büyüyen toplumsal sorunlarımızı gördüm yine yeniden.
Mizahi eleştirileri kitaplarına Aziz NESİN ile başlamıştım. Farklı bir yazardan da aynı tarz kitap okumak keyif verdi.
Günlük hayatınızda sık sık toplumu eleştiriyor ve bu işi daha da ileri götürmek istiyorsanız muhteşem bir kitap. Etrafınızda ki insanlar sizinle aynı fikirde olmasa bile böyle kitapların varlığı ile sizinle aynı düşünen insanların varlığı huzur veriyor...
Okur Takip Önerileri
Umarım geçirilmesi zor insanlarla geçirmek zorunda değilsinizdir.
Kitabın ana fikri içeriği çok güzel fakat genel geçer bilindik şeylerden bahsetmiş genel olarak.
O yüzden okurken sıkıldım acaba bıraksam mı artık kitabı diye düşünürken yazar kitabın sonunda bir sürü kişilik tipolojisinden bahsetmiş. Bildiğim bilmediğim kişilik tiplerini okuyarak kendim dahil etrafındaki bir çok insanı gördüm.
Bu kitabı okumak sizden bir şey eksiltmez aksine bir şeyler ekler sizlere o yüzden okumanızı tavsiye ederim. Fakat umarım kimse ile geçinmek zorunda değilsinizdir.
Geçinilmesi Zor İnsanlarla Geçinme SanatıErol Özmen · Turkuaz Bilişim Bilgisayar ve Yayıncılık · 200768 okunma
Oğuz Atay'ın tamamlayamadan aramızdan ayrıldığı son eseri...
Kitap, toplumumuzun sağ sol çatışmasına eleştirel bir yaklaşımda bulunmuş. Kitapta çatışmanın yaşandığı yer Üniversite.
Ne yazık ki öğrenim görüp kendimizi geliştireceğimiz bir mekanda, farklı fikir çalışmaları nedeniyle üniversite nasıl amacından sapar onu görüyoruz.
Farklı fikirler de olabiliriz. Bunu başka insanlara nasıl aktardığımız önemli saygıyla, sevgiyle, bilgiyle, vicdanla mı? Kavayla, saygısızlıkla, cahillikle, vicdansızlıkla mı?
Polisiye roman çok severim fakat okurken çok sıkıldığım bir kitap oldu. Kitabın sonuna kadar gizem var ve sonunda her şey mahkeme salonunda açıklanıyor.
Son kısmını okumak keyif verici olsada, sonuna gelene kadar zorlandım. Zaten saldırganın beklediğim kişi çıkması nedeniyle kitabın sonunda çokta şaşırmadım.
Okunabilir ama ben tavsiye etmem. :)
Yıllarca doktor olarak görev yaptığınız akıl hastanesinde, hasta olarak bulunmak? Kötü görünüyor değil mi? Kitap çok güzel toplumsal eleştiri ve mesajlar vermiş.
Aslında karşında ki insanın yaşadıklarını anlamak için empati yetmez, aynısını yaşaman gerekir. Kitapta bir çok toplumsal mesaj olsa da beni en çok bu etkiledi.
Kitap; hayatında hiç acı çekmemiş olan Doktor Andrey Yefimıç'ın, altıncı koğuşta bulunan ve acılarla dolu yaşamı olan hastası İvan Dmitriç'in acısını anlayamaması ve benzer acıları kendisinin de maruz kalması ile hayatının ne yöne gittiğini anlatıyor.
100 yaşına kadar yaşamak ister miydiniz?
Evettt kitap 100 yaşına basmış İstiklal Harbi gazisi Ruhi Mücerret'i konu alıyor. 100 Yaşamak o kadar da iyi bir şey değilmiş kitabı okuduğumda anladım. Sevdiklerini toprağa vermek ve koca dünyada yalnız kalmak, bunun suçluluk duygusu ile yaşamak vs. bir çok kötü yanı da varmış.
Neyse kitaba tam anlamıyla gelecek olursak; zekice yazılmış, gizemlemler ve entrikalarla dolu bir kitap. Okudukça şaşırdım, şaşırdıkça okudum.
Kitap, Ruhi Mücerret, Avni Vav, Cihan Kazanova 3'lüsünün başrolünde geçiyor. Masum Cicimizde var ama pek masum değil tabiki :).
İlk başta ne saçmalıyor bu kitap bunlar nasıl cümleler desenizde sonrasında o cümlelerin nedenini anlıyorsunuz. Daha önce böyle bir kitap okumamıştım bu yüzden çok etkilendim kitaptan. Kitapta; tarih , gizem, entrika, merak, bilim kurgu, polisiye, komedi hepsi bir arada.
Fazlasıyla ilk okuduğunuzda anlamakta zorlanacağınız cümlelerden oluşan bu kitabı anlamak da büyük zevkti.
Bu reklam kokan kitabı sizlere şiddetle tavsiye ediyorum. :)
Kadınlar Mutlaka Okusun!!!
Kadınların vücudu, östrojen ve progesteron
hormonunu uyumlu ve dengeli bir şekilde sağladığında aslında sorun yok. Ama maalesef hormonal bozukluk veya kadınsal diğer hastalıklara sahip kadınlar da var.
Öncelikle kitabı okumak için kadınsal bir hastalığınızın olmasına gerek yok çünkü bu kitabı bütün kadınlar okumak zorunda. Okumazlarsa çok şey kaybederler.
Kitap; hormon bozukluğu, östrojen hormonu, progesteron hormonu, doğum kontrol ilacı, meme kanseri, sıcak basması, çikolata kisti, kemik erimesi gibi bir çok kadınsal hastalıkların oluşum nedeni ve tedavi yöntemlerinin doğruluğu ve seçeneklerini anlatmış.
Hiç bir hastalığınız, şikayetiniz yoksa bile 40 yaş sonrasında kadınsal hastalıkların neden ve nasıl artış gösterdiğini neler yapabileceğinizi öğretiyor.
Şahsen ben iyiki okudum diyorum. Bilgilerimi taze tutmak adına tekrar okuyacağım. Çevremdeki bütün kadınlara tavsiye ettiğim gibi sizlere de tavsiye ediyorum.
Yazar doğru bilinen yanlışlara değinmiş, toplumumuzun yaygın inancı ve kadınların bir çok sorularına cevap vermiş.
Bu kitap, tüm yaş aralıklarındaki kadınların kendi vücutlarını tanımalarını ve böylelikle örneğin adet düzensizliklerinde doğum kontrol hapı ya da hormonal müdahaleler açısından daha bilinçli tavır alabilmelerini, kemik erimesine karşı tek bir ilaca bağlı kalmaktan çok daha etkin ipuçları elde etmelerini amaçlıyor.
Umarım bir gün bütün kadınlar bu kitabı okumuş olur. Umarım bu kitabı erkekler eşlerini, annelerini, kızlarını daha iyi anlamak adına okur.
Kendinizi onarmak ister misiniz?
Kitap, çocukluk çağımızdan itibaren maruz kaldığımız duygu birikiminden bizi arındırmak istiyor. Ve bunu yalıtım süreci ile yapmamızı istiyor.
Ancak yalıtım süreci o kadar kolay değil. Herkesten, sosyal medyadan, kitaplardan, TV'den uzak durarak ve bazı egzersizleri yaparak yalıtım yapıyorsunuz.
Fakat yalıtım sonrası insan kendini onarıyor ve inanılmaz değişimler yaşıyorsunuz. Kitap yalıtım sürecine girmiş ve yaşadıkları deneyimleri anlatan bir çok kişiye de yer vermiş.
Şuan yalıtım sürecine girmem imkansız ve kendimde o gücü görmüyorum. Ama bu kitapla bir çok farkındalık kazandım. Ve inanıyorum ki bir gün yalıtıma gireceğim ve kendimi onaracağım, o zaman bam başka bir ben bam başka bir dünya beni bekliyor olacak.
Hangi an?
Kitabın başlığında "birikimler ve stres değil 'anlar' hasta eder" yazıyordu. Bu aralar hastalıkların kaynaklarını merak ediyor ve araştırıyorken bu kitap dikkatimi çok çekti.
Kitap bize aslında yaşadığımız bir olayın stres sürecinde değil o süre içerisinde yaşadığımız bir anda travma yaşadığımızı ve bu anın bizi hasta ettiğini anlatıyor. Mesela bu gördüğümüz bir şeyde olabilir , duyduğumuz bir şey de. Tamam bunu anladık ama travma yaşadığımız an hangisi onu nasıl bulacağız derseniz kitap bunun da yöntemini anlatıyor.
Her şey tamam travma anınızı buldunuz peki hasta olmadan veya hasta olduktan sonra da bu travmayı nasıl temizleyeceğiz? Kitabın yazarı olan Barış MUSLU'nun keşfetmiş ve geliştirmiş olduğu NeuroFormat yöntemiyle. Yazarı biraz takip ederseniz iyileşmesine vesile olduğu bir çok kişi olduğunu görebilirsiniz.
Her şey bizle başlar bizle biter. O yüzden hasta olmadan travmalarımızı çözelim. Hasta isek kendimizi iyileştirelim. İnsan oğlu ve dünya bilinmezliklerle dolu neyin bizi hasta neyin iyi yapacağını bilemeyiz. O yüzden daha sağlıklı bir yaşam için öğrenmeye devam edelim... :)
Absürt Komedi :))
Aziz NESİN'in kaleminden çıkma absürt komedi bir kitap. Yine derlediği bir çok hikaye ve şiir (taşlama) ile Türk toplumunu eleştirirken güldüren bir yapıt ortaya koymuş. İzahı olmayan şeylerin mizahı oluyor maalesef.
Bu kitap üzerinde değil bütün Aziz NESİN kitaplarının olunmasını tavsiye ediyorum.
Belki okuyan herkes toplumuzca kabul görmüş yanlış insan davranışlarını fark eder ve daha gelişen bir millet oluruz.
Daha iyi bir insan, daha iyi bir toplum ve gelişmiş, eğitimli, kültürlü bir millet olmamız dileğiyle...
Gelişime Kapalı İnsanlar Okumasın!!
Öncelikle kitabı çok beğendim. Yazar sert bir dille toplumu eleştirmiş. Yazar kitapta birden fazla hikâyeyle birden fazla konuya değinmiş.
Gelişime kapalı insanların anlayabileceği düzeyde bir kitap değil. Kitap bir çok konuya parmak basmış ama maalesef anlama ve gelişme seviyesi düşük yani kitapta eleştiriye konu olan kitle bu hikayelerden oluşan kitaptan bir şey anlamayacaktır.
Bu kitaptaki eleştiri ve hicvi anlayamayacak düzeydeyseniz, kitabı okumamanızı tavsiye ederim sizler için sadece zaman kaybı olur.
Kadınlar için yazılmış bir kitap!
Kitap belli başlıklar altında ilişki konusunda bazı bilgiler paylaşmış. Kullandığımız sosyal medya uygulamalarında ve tv'lerde sık sık bahsedilen artık herkesçe bilinen ilişki tavsiyeleri üzerine kurulu bir kitap ancak genel olarak kadınlara hitap eden kadınlar için yazılmış bir kitap.
Okurken sıkıldım çünkü bildiğim genel geçer şeyleri okumak keyif vermedi.
Fakat kitapta bahsedilen ilişki tavsiyeleri güzel tavsiyeler. Eğer sorun yaşadığınız bir ilişkiniz varsa ve beraber olduğunuz kişinin ilişkide ki davranışlarını anlamlandırmak istiyorsanız güzel bir kitap olabilir sizler için.
SIRLARIMIZ KADAR HASTAYIZ!
Günümüz dünyasında adını bildiğimiz bilmediğimiz o kadar çok hastalık var ki ve her insanda muhakkak en az bir hastalık mevcut. Peki hastalıklarımızın bilimsel açıklamalarını biliyoruz araştırıyoruz fakat hiç ruhsal olarak aldığımız yaraların bizi hasta etmiş olma ihtimalini düşünmüyoruz. Hayata biraz da farklı açıdan bakıp hastalıklarımızın kaynaklarını daha da derine inerek araştırabiliriz.
Kitap tedaviyi reddet ilaç kullanma doktora gitme demiyor. Aksine doktora gitmeni hastalığının teşhisinin konulmasını, tedavini olmanı ama hastalık kaynağının da farkında olmanın seni dana çabuk iyileştireceğini söylüyor. Kısaca yaşadığın travmayı hatırlayıp o konu da ruhunda ki yaranı iyileştirirsen, bunun insana bir zararının olmayacağını aksine psikolojik olarak çok faydasının olacağından bahsediyor.
Kitabı çok sevdim çünkü hem hastalıklara bakış açım değişti; artık hastalıklarımı, hastalık değil ruhumun bedenime verdiği mesaj olarak görüyorum. Kırılmış yara almış olabilirim fakat bunun bedenime zarar vermesine izin vermeyeceğim. Potansiyel hastalıklarıma karşı önlem almamı sağlayan bir kitap oldu. Farklı bakış açısına bizi kavuşturan yazara teşekkür ediyorum.
Dönüm noktası!!
İçerisinden bilgi aldığım kitapları çok seviyorum. Ve bu kitap öyle bir kitap ki yaşam tarzımda dönüm noktası oldu. Yediğim her şeyin vücudumda yapacağı etkiyi düşünerek yiyorum artık. Tam zamanımda okuduğum bir kitap oldu. Yiyeceklerle vücudumu hasta etmeden öğrendiğim bilgiler ışığında beslenmeye ve hareketli yaşam sürmeye dikkat ediyorum. Artık vücuduma giren karbonhidratın, proteinin ve vitaminin ne etkiler yarattığını bilmek beni dengeli beslenmeye zorluyor. Ve kitap bilinenin aksine aç kalmanın vücudumuza yararı, sürekli bir şeyler atıştırmanın insülin direnci oluşturarak bizleri gelecekte potansiyel bir şeker hastası yaptığı gerçeğini yüzümüze vuruyor. Yaşam tarzında değişikliğe gitmek ve sağlıklı bir hayat yaşamak istiyorsan muhteşem bir kitap...
İyiki okudum dediğim kitaplar arasında girdi bile.
Öncelikle kitapta 'gelismiş insan paradigması' ve 'kalıplaşmış insan paradigması' özelliklerine sahip insanların farklılıklarından bahsetmiş. Bu kitap sayesinde insanların neye, neden tepki verdiğini daha iyi anladım.
Aslında insanların bizlere söyledikleri, bakış açıları, davranışları bizimle alakalı değil; bildiği kalıpların sentezi ve yaşam şekli ile alakalı olduğunu fark ettim.
Bir çok konuda bakış açım değişti ve insanları daha da iyi anlamamı sağlayan bir kitap oldu.
