New York'ta lise öğrencileri arasında giderek artan uyuşturucu madde bağımlılığı, çok isabetli bir şekilde, ergenlik dönemini yaşayan bu gençlerin askerlik ve dengesiz ekonomik koşullar dışında beklentileri ve pozitif, yapıcı amaçları olmamasıyla ilişkilendirilmiştir. İnsanoğlu böylesi bir boşluk halinde uzun süre yaşayamaz: eğer bir şeye doğru ilerlemiyorsa sadece durgunlaşmakla kalmaz, biriken gizilgüç hastalık hali ve çaresizliğe, önünde sonundaysa yıkıcı eylemlere dönüşür.
...İnsanlık böylesine bir boşluk halinde uzun süre yaşayamaz: Bir şeye doğru ilerlemiyorsa sadece durgunlaşmakla kalmaz. Biriken gizilgüç, hastalık haline ve çaresizliğe, eninde sonundaysa yıkıcı eyleme dönüşür.
Bu tür insanlar beyin yıkayıcılarının seçilmiş kurbanlarıdır. Geleneksel bir demokraside sırtını sağlam bir örgüte dayayan herhangi bir etkili kişi bu yüzde yirmilik uyurgezer gizilgücü, kendilerini hipnotizmacılarının yüceltilip güçlendirilmesine adamış bir bağnazlar ordusuna dönüştürebilir. Dahası, bir dikta yönetiminde aynı uyurgezer gizilgüç, körü körüne bağlılığa sürüklenerek tüm yetkileri elinde toplayan bir ana partinin çekirdeğini oluşturmak için seferber edilebilir.
"İlkel toplulukta toplumsal eşitsizlikler (pek) yoktu. Ekonomik ve siyasal eşitsizlikler hiç yoktu. Çünkü geçim alanında (öteki koşulları oluştuğunda eşitsizliği yaratıp besleyebilecek) 'üretim' yoktu. Ve 'emeğin verimliliği', emekçiyi doyurmaktan öte bir 'artı' üretip, birilerini ötekilerden varsıl edecek düzeye ulaşmamıştı. Geçim biçimi, doğadaki hazır besinlere elkoymak olan (çeşitli biçimleriyle) toplayıcılık ve avcılık idi. Buradan giderek 'asalaklık, analarımızın, atalarımızın doğasında varmış' sonucuna sıçranabilir mi? Sıçranamaz, çünkü koşulları oluşunca ileride insanlığı üretime geçirecek etmenin insanın o aynı doğası (aynı gizilgüç) olduğu görülecek."
Bilinçdışı, öznenin ne söylediğini bilmeksizin söylediği uygun bir "söylenen"de edimselleşmesini bilen olayların ya da "söylemeler"in gizilgüç halindeki bir zinciridir .
İnsanların bundan on yahut yirmi yıl önceki anlamsız sıkıntıları şimdi alay konusu olabilirken aslında çoğu kimse için boşluk duygusu sıkıntıdan evrilerek çeşitli tehlikelere gebe olan bir tür anlamsızlık ve çaresizlik halini almıştır. New York'ta lise öğrencileri arasında giderek artan uyuşturucu madde bağımlılığı, çok isabetli bir şekilde, ergenlik dönemini yaşayan bu gençlerin askerlik ve dengesiz ekonomik koşullar dışında beklentileri ve pozitif, yapıcı amaçları olmamasıyla ilişkilendirilmiştir. İnsanoğlu böylesi bir boşluk halinde uzun süre yaşayamaz: Eğer bir şeye doğru ilerleyemiyorsa sadece durgunlaşmakla kalmaz; biriken gizilgüç hastalık hali ve çaresizliğe, eninde sonunda yıkıcı eylemlere dönüşür.
varlığını bir şaşırtmacayla, zorla gözler önüne seren bir şey; bu, halk denen kitlenin ta derinliklerinde yatan, bir gizilgüç niteliğiyle var olan kötülüğün bütün uzantılarıyla algılanmasıydı, insanın büyük şehirdeki güruhun batağına saplanması, böylece de insanlığını yitirmesi, insan karşıtı bir varlığa dönüşmesiydi; bu, varlığın temellerinin sarsılmasından, yerini salt güdülerle akıp giden, yüzeysel bir hayata bırakmasından, köklerini yitirip bu köklerden kopmasından kaynaklanan bir olguydu; böylece ortada, bulanık bir dış görünüşün tehlikeli boyutlarda köklerinden kopmuş hayatından, ölüme gebe, esrarlı ve cehennemden farksız bir sona gebe hayatından başkaca bir şey kalmamış oluyordu.
"İnsanoğlu böylesi bir boşluk halinde uzun süre yaşayamaz: eğer bir şeye doğru ilerlemiyorsa sadece durgunlaşmakla kalmaz, biriken gizilgüç hastalık hali ve çaresizliğe, önünde sonundaysa yıkıcı eylemlere dönüşür."
İnsanlık böylesine bir boşluk halinde uzun süre yaşayamaz: Bir şeye doğru ilerlemiyorsa sadece durgunlaşmakla kalmaz. Biriken gizilgüç, hastalık haline ve çaresizliğe, eninde sonundaysa yıkıcı eylemlere dönüşür.