Meşhur Ankara balı. Arılar, daha gün doğarken kovanlarından çıkarlar. Kekik, sarı yonca, yabani gül çiçeklerinden topladıkları altın tozlarını peteklerine getirirler. Hatta şu çıplak vadi de yarın belki yeşillenir. Şu kayaların altına ben de bir bahçe dikerim. Akan suları biriktiririm. Yahut yeraltının sularını yerüstüne çekerim. Fidanlar ağaç olur. Ağaçlar meyve verir.
Demek ki Nazilli,artık efe değil,goca goca mekteplerde okuyacak yeni kızanlar yetiştirecekti…
Reklam
Her idare ve sisteme mukadder olan bozuluş, Osmanlı yapısını da kemirmeye başladı. Durgunluk ve gerileme devirleri geldi. 1699'da Karlofça muahedesi bu gerilemenin belgeleştirilmesi gibi sayılır. Ondan sonra çabalar daima zayıflar. İmparatorluk durmaksızın geriler, parçalanır. Ordu bozulur ve bir fesat ocağı haline gelir. Kadılar değersizleşir, müftüler cahilleşir. Kışla gibi, medrese de koflaşır. Saray ve çevresi büsbütün halsizleşir. Halbuki Avrupa gelişmektedir. Yeni keşiflerden sonra Avrupa dünyaya açılır. Dünya hâkimiyetinin yolunu açar. Merkantilizm Avrupa'da bir sermaye birikimini teşvik eder. Buhar gücünün keşfi ve sanayi uygulanması bir sanayi inkılabına yol açar. 1789 Fransız İhtilali ise, XVIII. yüzyılın öncüleri tarafından işlenen fikirleri hayat alanına çıkarır. Avrupa'ya hem yeni fikirleri, hem yeni nizamları yayar. Milli ruh ve milliyetçilik ile despotizm aleyhtarlığı genişler. Fakat Türkiye; bütün bu keşiflerin, gelişmelerin, yeni dünya yollarının, yeni fikirlerin ve yeni nizamların, çağdaş kültürün tamamen dışında kalır, uyuşur. Kendi içine kapanarak çökmeye devam eder, Ordu gibi, mahkeme gibi, idare gibi, dini eğitim gibi ekonomik yapı da durmadan zayıflar. Çünkü Osmanlı İmparatorluğu sanayi inkılâbının tamamen dışında kalmıştır. Avrupa'da, buhar sanayiinin ucuz ve kütle halinde istihsal edilen emtiası, elbette ki Osmanlı pazarlarını istilâ ederek, yerli tezgâh ve lonca sanayiini çökertecekti. Nitekim öyle oldu.
Sayfa 116 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Ordu gibi, mahkeme gibi, idare gibi dini eğitim gibi ekonomik yapı da durmadan zayıflar. Çünkü Osmanlı imparatorluğu sanayi inkılabının tamamen dışında kalmıştır. Avrupa'da buhar sanayinin ucuz Bir kütle halinde istihsal edilen emtiyası Osmanlı pazarlarını istila ederek yerli tezgah ve lonca sanayisini çökertmiştir
Sayfa 125 - RemziKitabı okudu
Hasan Rami Paşanın Hatıratının,Abdülhamit devrindeki Türk donanmasının durumu için güvenilir bir kaynak teşkil ettiği görülür. ... Hasan Rani Paşanın dediği gibi Haliç’te yıllar yılı yatmaktan su kesimlerine kadar midye bağlayan ve artık köhneleşmiş gemilerin, güvertelerinde tavuk beslendiğini ve hatta bu tavuklara yem olsun diye, sandıklar, bölmeler içinde yonca yetiştirildiğini de, diğer bir eserde okumuşumdur.
Sayfa 203 - Hasan Rani Paşanın Hatıratı eserinden yazar alıntı yapmış
Bizim Dergah Dergisi'ne Yapılan Saldırıyı Kınayanlar (Alfabetik Sıra): Abdullah OKUR/Dazkırı-AFYON Abdurrahman KESKİN/ANTALYA Adem KINACI/ADANA Adil ARSLAN Adnan PAKSOY Adnan TATLISU
Reklam