Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Şems'in katli oluş şekli
Olayın oluş şekli hakkında Eflaki şu bilgiyi de vermektedir. Bir gece Eflaki'nin tabiriyle yedi hayırsız kişi aralarında Alaa'd-din Çelebi olduğu halde Mevlana ile Şems'in birlikte oldukları ve sohbet ettikleri bir sırada medresenin dış kapısına gelirler. Bunlardan biri içeriye girip Şems'e dışarıda kendisini bekleyenlerin bulunduğunu bildirir. Bu içeriye giren muhtemelen Alâü'd-din Çelebi'dir. Çünkü o, zaman zaman babasının yanına uğramaktadır. Bunun üzerine Şems-i Tebrizi dışarı çıkar. Tam dış kapının eşiğine gelince suikastçılar (sultanın adamları) Şems'i hançerleyerek öldürmüşler, cesedini de Ahi Bedrü'd-din Gühertaş'ın bahçesindeki kuyuya atmışlardır. Şems dışarı çıkınca, bir "ah" feryadı duyulmuş ama geri dönmemiştir. Ertesi gün sabah eşikte birkaç damla kan izi görülmüş, fakat Şems'in akibeti nice oldu, nereye gitti, bir süre meçhul kalmıştır. O sabah Mevlana oğlu Sultan Veled'e ve yakınlarına Şems'i aramalarını emretmiş ve hasretle haber beklemiştir. A. Gölpınarlı'nın da tespit ettiği gibi Sultan Veled ve hanımı Fatıma Hatun durumu öğrenmiş oldukları halde bunu Mevlana'dan bir süre gizlemişlerdir. Muhtemelen şu aşağıda birkaç beytinin tercümesini sunduğum şiiri tam bu sırada söylemiştir "O güzel dilber acaba nereye gitti. O servi boylum acaba nereye gitti." "Gönlüm yaprak gibi titriyor bugün. Dilberim gece yarısı nereye gitti "Yola çık yolculara sor. O can yoldaşı nereye gitti." "Bağa git bağbandan sor. O gül dalı nereye gitti." Ancak bir müddet sonra (bir ay kadar) Mevlâna da durumu öğrenmiştir. Nitekim bir şiirinde "Ey Şems, sen Yusuf gibi kuyudasın" demekte ve olayın mahiyetini öğrendiğini belli etmektedir. Mevlâna'nın bu sözünden Şems'in cesedinin bir süre kuyuda kalmış olduğu anlaşılmaktadır. Ahmed Eflaki, Şems'in katli hadisesinin 645(1247) yılında bir Perşembe günü vuku bulduğunu kaydetmekte ve fakat hangi ayda olduğunu bildirmemektedir. Rahmetli A. Gölpınarlı 5 Şaban olarak tesbit etmektedir. Bu takdirde Şems'in ölümü Kimya Hatun'un ölümünden bir sene sonradır. Dönemin veziri olan Hace Nasirü'd-din (Ahi Evren) bu olay üzerine görevinden ayrılmak durumunda kaldı.
Sayfa 184Kitabı okudu
·
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.