Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

256 syf.
10/10 puan verdi
SIRÇA FANUS- Sylvia Plath (intihar üzerine biraz konuşalım)
İnceleme yapmayı severim, birçok incelemem var ve yazarken çok düşünmem açıkçası içimden ne geliyorsa onu yazıyorum, ama bu kez öyle olsun istemiyorum. Elimde iç burkucu bir şekilde intihar etmiş olan ve çok sevdiğim Sylvia'nın kitabı var bu kez, ve onun Sırça Fanus'u. Bir insan neden kendi yaşamına son vermeye karar verir? "Psikiyatrik açıdan intihar olgusu genellikle hastalıkla ilişkilendirilir. Edebiyat alanında ise yüzeyde farklı nedenler olsa bile sorunun dönüp dolaşıp aynı yere, varoluş sancılarına, sanatçının kendi değerleri ile toplumun gerçekliğinin çatışmasına, ana kişinin bu durumda kendine yaşam alanı bulamamasına dayanır." Kafkaokur sayı 20 (Nermin Sarıbaş) Kendine yaşam alanı bulamamak, kendini hiçbir yere ait hissetmemek, kendini hayata bağlayacak bir şeyin olmaması... Bunlar basit şeyler değil ve birikimler sonucu ortaya çıkar bence. Birikimler derken neyi kastettiğimi yine Sylvia'nın çok sevdiğim, hayatımın başlığına oturttuğum bir alıntısıyla anlatmak istiyorum: "Bir bedeli var, Çok büyük bir bedeli var. Bir sözün, veya bir dokunuşun..." Düşüncesizce söylediğimiz her bir kelime, bizim için anlamı olmayan ufak temaslar... Bunların karşımızdakini ne kadar etkileyeceğini ya da bizi ne kadar etkileyeceğini biliyor muyuz gerçekten? Benmerkezcil yaşadığımız için umursamıyoruz bile, yanlış anlaşılmaktan korkmuyoruz, kim nasıl anlarsa anlasın diye söyleniyoruz, bu ne kadar doğru... Belki de kısacık bir cümlemiz, karşımızdakinin intihar kuyusununu kazmaya başlıyor... Belki de Sylvia'da da aynı birikimler sonucu oluştu bu hisler, kim bilebilir? "Neden böyle korkunç derecede hüzünlü olmam gerek bilmiyorum ama içimde o acınası 'beni kimse sevmiyor' hissi var." Peki Sylvia nasıl intihar etti? Bunu da yine aynı dergide bulunan biz yazıdan (Murtaza Özeren) dinleyelim: "30 yaşında hayatına son veren Sylvia Plath, defaetle hayatına son vermeye çalışmış bir şair. Antidepresan ilaçlarından bir avuç yutarak, arabasını nehre sürerek intihara kalkışsa da "başarılı" olamamış. Son olarak gaz ile intihar etme yolunu seçmiştir. 11 Şubat 1963'te saat 4.30 civarında şair, bu amaçla gazı açıp kafasını fırının içine sokarak yaşamına son vermiştir. İçeride uyuyan çocukları gazdan etkilenmesin diye onların kapılarını giysi, havlu ve bant yardımıyla iyice kapatmıştır. BU HAREKETİ DÜNYADAN AYRILIŞININ SADECE KENDİSİYLE İLGİLİ OLDUĞUNU GÖSTERMEKTEDİR." İşte bu romanda da Sylvia sırça fanusla, içine tıkılıp kaldığı ve asla o fanustan çıkamayıp kendine bir yaşam alanı oluşturamamayı anlatıyor aslında bize. Bunu da şehrin monotonluğuna kendini alıştırmış, bıkmış, hayattan kopmak üzere olan Esther karakteriyle anlatıyor. "Sırça fanusun içinde ölü bir bebek gibi tıkılıp kalan insan için dünyanın kendisi kötü bir rüyadır. Kötü bir rüya." Son olarak, "Ölmek bir sanattır," diyor Sylvia. Ölmek mi yaşamak mı asıl sanat işte buna karar vermekle başlıyor her şey. Kim ne derse desin herkesin yaşadığı şeyler çok farklı ve kimse, kimseyi yargılayamaz bu yüzden. Çok sevdiğim bir alıntıyla bunu daha iyi anlatabilirim bence: "BAŞKASINI YARGILAMADAN ÖNCE, SENDEKİ AYRICALIKLARIN ONDA OLMAMA İHTİMALİNİ HATIRLA." Muhteşem Gatsby Ama her şeye rağmen bence asıl mesele: yaşamakta. Yaşamak sanattır diye değiştiriyorum kendimce Sylvia'nın cümlesini... Ama bunu onu yargılamadan, eleştirmeden ve anlayış göstererek yapmak zorundayım. Hepinize, sizi hayata bağlayacak kitaplarla güzel okumalar diliyorum. Diliyorum ki herkes kendine yaşamında bir alan oluştursun ve oradan kopmak istemesin...
Sırça Fanus
Sırça FanusSylvia Plath · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201911,5bin okunma
··
1.368 görüntüleme
Sibel okurunun profil resmi
Son bir senedir hiç olmadığı kafa yordum bu "intihar" meselesine. Sonra kendi ölümlerine karar veren o insanların yazdıklarını okudum. Sylvia, Pavese, Van Gogh, Wirgina Woolf ve daha nice insan... Okudukça korktum, çünkü Van Gogh her mektubunda kardeşi Theo'ya güçlü olmaktan, umuttan bahsediyordu. Sonra Pavese, kendi ile cesurca yüzleşen o adam günlüğüne bir gün asla intihar etmeyeceği yazmıştı. Ama hepsi aynı sona ulaştı. Çok sevdiğim birinin söylediği gibi: "Belki de en asil intihar; yaşamaktır." Yüreğine sağlık
Ebrus.
Ebrus.
🌹
Ebrus. okurunun profil resmi
İntihar, üzerine düşünülmesi gereken bir mesele bence de. Belki de en asil intihar; yaşamaktır. Bu sözü unutmayacağım:) Güzel yorumun için teşekkür ederim🌸🌼
1 sonraki yanıtı göster
Barış okurunun profil resmi
Özellikle savaş dönemlerinden sonra intihar vakalarında artış gözlenmiş. Çaresizlik, ruhsal çöküntü ve artık olan bitenden sonra yaşayamama güdüsü.Galiba hissiyatın fazlası zarar. Zweig, Misima, Levi, Pavese hep bu nedenle ayrıldı aramızdan.
Twice okurunun profil resmi
Elly değil Esther
Twice okurunun profil resmi
Elly karakteriyle anlatıyor, demişsin .Kızın adı Esther ve "Hadi ya"gibi dalga amaçlı kelime sarf etmene gerek yok.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.