Gönderi

Film Önerisi; The Banishment(Sürgün), Andrey Zvyagintsev, 2007
“İnsanların ve meleklerin diliyle konuşsam Ama sevgim olmasa Çalan bir gong veya çınlayan bir zilden hiçbir farkım kalmaz. Kehanet yeteneğim olsa, bütün sırları ve bilgileri çözebilsem; Hatta dağları yerinden oynatacak kadar büyük bir inancım bile olsa… Ama sevgim olmasa, ben bir hiçim. Varımı yoğumu sadaka olarak dağıtsam, Bedenimi yakılmak üzere feda etsem… Ama sevgim olmasa, Bütün bunlar bana hiçbir şey kazandırmaz. Sevgi, sabırlı ve yumuşaktır. Sevgi, kıskanmaz veya övünmez. Sevgi, kaba veya çirkin değildir. Sevgi, kendi isteklerini öne çıkarmaz. Sevgi, kolay kolay öfkelenmez. Sevgi, kötülüğün hesabını tutmaz. Sevgi, yapılan hatalara sevinmez. Onun için asıl olan gerçektir. Sevgi, her şeye katlanır. Sevgi, her şeye inanır. Sevgi, her şeyi umut eder. Sevgi, her şeye dayanır.” sevgi kavramı, evlilik düzeni, dinsel öğeler, erilde beliren tanrısal ya da tanrılık hakkı, çoğun iletişimsizlik sorunu, neden birbirimizi dinlemiyoruz ne zamandır göz göze gelemiyoruz? ve muhteşem görsellerle harika bir doğa... Andrey Zvyagintsev yine aile kavramı ve ilişkilere odakladığı seyirciyi aklı ve kamerasıyla kesinlikle mest ediyor. Filmin her karesinde ataerkil toplum ve hakim eril zihniyeti görmek mümkün, en çok görünen kadın karakter Eva bile hayatını kocanın ağzından çıkan bir söze bağlıyor. Çocuklar arasındaki ilişkide, ebeveynlerin çocuklara yaklaşımında erkek hakimiyeti çok açık veriliyor. Dinsel motiflere, özellikle Eva’nın hamileliğiyle Meryem’in hamileliğine bir gönderme var, ama onlar üzerinden yorum yaparak filmi izleyeceklerin sürpriz ve heyecanlanma hakkını gasp etmeyelim şimdi. Filmin son sahnesinde tarlada çalışan ve belli ki yöresel bir şarkıyı dillendiren kadınları görünce hüzün şöyle bir gelip oturuyor yanıbaşınıza. Ben ki bilinir hüzne müptela çokça melankolik. Kalbiniz çıkıyor efendiler, kalbim. İnsan insana bunu nasıl yapar, aklım almıyor efendim, almıyor. Aklım ki anılardan, hayallerden, silüetlerden, romanlardan, şiirlerden, aşırı sevmelerden örülmüş yalancı bir sığınak. üstü başı dünya. O bile kabul etmiyor. Ölüm efendiler ölüm ve ah Eva ah neden bile bile ölüme gider ki insan? Yas da yaşamak kadar bir haktır ve o son sahne yıllar sonra bile içimde kapkara bir buluttur. Mutlaka izleyin. Ve bir ağacın altında sevdiğinizle “ceviz kırın” ya da bir bankta simit çay...
··
142 görüntüleme
NUR okurunun profil resmi
Film defterime yazdığım bir kesit ✨
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.