Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bavul, arabanın arka koltuğunda ikamet ediyor. Uyunacak yerlerde durdukça içinden bir t-shirt bir şort alıyoruz sabaha giymek için. Daha o zaman mevsimlerden yaz. Sarı yaz. Sonbahara çalan. Ne üşüyoruz, ne ısınıyoruz. Üşüdükçe birbirimize, ısındıkça denize kaçıyor beden. Sen solumdasın her baktığımda, ben araba kullanamıyorum çünkü. Belki o yüzden yatay konuma geçtiğimizde de sen hep solumdasın. Alışkanlıktan. Araba, kayıyor yolda. Aslında gidiyor da bana kayıyor gibi geliyor. Hayatla beraber, ayaklarımın altında. Sağda üzüm bağları, mısır tarlaları, mandalina bahçeleri... Solumda hep sen. Yolun bilinmezliği içinde birbirimizi tanıyoruz. Tam önümüzden batıp, gözlüğe elini atmana sebep olan güneşten belki de, dünyanın sonuna beraber yollanıyor olmanın özgürlüğüne kapılıyoruz. Ne kadar yol kaldı diye soruyorum. Çok diyorsun gülümseyerek. İlk defa seninle gittiğimiz yollarda bulanmıyor midem. Bu yol bizim olsun diye düşünüyorum o domates seralarının yanından denize vardığımızda. Van kedimiz, pembe panjurlu evimiz, değerli mücevherlerle dolu kasamız olmasın, bu yol bizim olsun. Başka kimseyle geçme üzerinden.
·
22 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.