Gönderi

Atsız, sadece Alman şehirlerini gözlemlemekle yetinmemiş çeşit çeşit insanı da şenlikli kompasına vurmaktan geri kalmamış. “Çinli, Afganlı, Hintli, Habeş veya Zenci”lerle evlenen bazı Alman kadınlarındaki “millî şuur eksikliği”ne (Oysa Türk'ün millî hasleti, ecnebiye yürümektir) kızarken bazi Alman ev kadınlarının hazakati, mahareti ve türlü meziyetlerini de bu bağlamda övmüş; ama onların kendisine “hiç de hoş gelmeyen bir merakları” olarak "köpeğe olan aşırı düşkünlükleri”ni de zemmetmiş: “Bir takım çirkin köpeklerle gezip tozmalarını yadırgadım. Hayvan ve çiçek sevgisi Almanya'da çok yaygın. Fakat hayvan ne de olsa hayvan", dedikten sonra beni de sıbg-ı Atsız ile boyamış: “Hele evin içindeki hayvan anayasaya aykırı olsa gerek...” Merhum, Maltepe'nin yeni hâlini ve beş kişiden birinin köpek gezdirdiğini, bizim de ailecek bir köpekle uyuduğumuzu görse herhâlde Almanya'daki en makbul bulmadığı merakı aldığımız için hayıflanırdı. Ayrıca “hayırsız” oğlu Yağmur Bey'i de Maltepe'nin kuytularında birkaç defa köpek gezdirirken görüp ayaküstü sohbet etmişliğim vardır.
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.