Gönderi

236 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
"1903 senesi sonbaharında ve yağmurlu bir gecede Aydı'nın Nazilli kazasına yakın Kuyucak köyünü eşkıyalar bastılar ve bir karı kocayı öldürdüler." Yusuf bu anne babanın çocuğudur, kaymakamın evlatlık almasıyla Edremit'e yerleşir. Ve Yusuf'un gözünden kasaba hayatının zorluklarını, toplumsal bozukluklarını, varlıklı ailelerin toplum üzerindeki gücünü, memur hayatının yaşantısını, arkadaş ilişkilerini Sabahattin Ali'nin mükemmel betimlemeleriyle görüyoruz ve yaşıyoruz.  "Niçin durup duruken yalan söyleme ihtiyacı duyuyorlardı?" Arkadaşlık yalanlar üzerine kuruluydu çünkü. İnsan arkadaşlarına karşı bile doğal olamıyor, doğru söylemek insanları korkutuyor. Yalan söylemek kadar aldatmanın da kolay olduğunu görüyor Yusuf, kasabada toplum yaşantısı bozuk, varlıklı hayatının bir parçası aldatmak, yalan söylemek ve en önemlisi güç. Paran varsa her şeyi elde edersin öyle değil mi? Varlıklı aileye yani güçlü aile hiçbir şeyin altında kalmaz zamanı gelince alır imtikamını, onlar için suç yoktur, yanlışlıkla belki birine zarar vermiş olabilirler ve verdikleri zararın bir sebebi vardır yani haklıdır binevi, haksızsın derlerse eğer para onları kalkan gibi korur, haklı olduğununa şahitlik eder. Günümüzde de böyle değil mi? Sabahattin Ali yazdığı bu eserinde paranın gücünü eleştiriyor, varlıklı aileyi eleştiriyor hala değişen birşey yok bu dünyada parası olan her zaman güçlü olacak. Bu varlıklı ailelere ve yaşantılarına kasabalı bazı ailelerin eleştirdiğine şahit oluyoruz bir taraftanda korku duyanlar olduğu gibi sempati duyanlar ve bu yaşantıya özenenleride görüyoruz, yine değişen hiçbir şey yok. Diğer kitaplarında olduğu gibi memur yaşantısını ve hükumet binalarındaki çalışma ortamını da eleştiriyor, "Mesele memurların yaptığı işte değil, onların mevcut olmasında. Şimdi sen o tozlu odada oturdukça kendi kendine,"Benim burada ne lüzumum var? diyeceksin! Yanlış!.. Mademki sen bir kere hükümet kapısından içeri adımını attın, artık lüzumusun. Sen olmasan muhakkak bir yerde bir aksaklık çıkar… Bunları işkembeden atıyorum sanma, bir zamanlar bende başka türlü düşünüyordum. Fakat artık dünyada bir tek şeye inanıyorum: O da tecrübe." bunun gibi eleştiriler İçimizdeki Şeytan ve Kürk Mantolu Madonna'da da var. Sebahattin Ali gerçekten toplumu çok iyi yansıtıyor eserlerine, gözlemlediği toplumu mükemmel derecede betimliyor, okurken öyle bir canlanıyor ki gözünde bu eser beyaz perdeye yansıtılmalı diyorsun tam film yapılacak eser konusu zaten çok iyi falan… Tabi çekilmiş denenmiş daha iyiside yapılabilir ama hayalimizdeki Kuyucaklı Yusuf'u kesinlikle filmlerde göremeyiz bundan eminim. Yani bu eseri diğerlerinden ayıran nokta betimlemeler bence, atı bile öyle betimlemiş ki atim olsun dedim. Birde okurken okuduğumuz cümleler ilerde tekrar hatırlatılıyor ve baska bir sonuca bağlanıyor çok hoşuma gitti bu benim. Ve çoğumuz Yusuf gibi hayatımızın belli noktalarında kendimize oldukça çok güvenip, uyanık olduğumuzu düşünsek bile safız! Hayatımızı ertelemeyelim, her şey o anda güzel ve zamanımız değerli, her şeyin kıymetini bilelim ve sevdiklerimize değer verelim.
Kuyucaklı Yusuf 
Kuyucaklı Yusuf Sabahattin Ali · İş Bankası Kültür Yayınları · 2019175,4bin okunma
·
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.