Günümüzde siyasetçiler eylem alanlarının büyük ölçüde daralmasının sorumlusu olarak yüksek düzeydeki borçlanmayı gösteriyorlar. Borçtan kurtulmuş, yani gerçekten özgür durumdaysak gerçekten eylemde bulunmamız gerekir. Muhtemelen eylemde bulunmak zorunda kalmamak, yani özgür olmamak, sorumlu olmamak için sürekli olarak borçlanıyoruz. Yüksek düzeydeki borçlanma özgür olmayı henüz başaramadığımızın bir kanıtı değil mi? Sermaye bizi tekrar borçlu/suçlu kılan yeni bir Tanrı değil mi? Walter Benjamin kapitalizmi bir Tanrı olarak görür. Kapitalizm "günahtan arındırmak yerine günah yükleyen bir kültün ilk ömeği"dir. Arınma imkanı olmadığı için de özgür olmama hali sürekli yenilenir: "Kendisinden kurtuluşun söz konusu olmadığı bir suçluluk bilinci, böylelikle bu suçtan arınmak için değil onu evrensel hale getirmek için kült konumuna göz diker."