Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

99 syf.
9/10 puan verdi
Dolunay'da Bir Mola Yeri...
“En eski çağlardan bir ırmak gibi kıvrılarak akıp günümüze gelmeyi başarmış bu şiirde; uzak zamanların, uzak iklimlerin, uzak insanların capcanlı izlerini buluruz.” İşte ben de bu şiir kitabıyla o uzak insanların, o uzak iklimlerin rüyasına daldım. ♡ Öncelikle çevirmene teşekkür etmek istiyorum.Bu incecik kitap Bai Juyi'nin kendi şiirlerini koyduğu kılıfa verdiği isim gibi üç yüz anlam taşıyor aslında. Yoğun bir araştırmayla hazırlanmış bu kitaba ilgi duyun lütfen. Çevirmenimiz şiirlerin hemen üst yanına Çincelerini de eklemeyi uygun görmüş. (Bize uzak bir alfabeyi daha yakından tanıyalım, bu alfabenin güzel zevkini yaşayalım diye) bence bu çok hoş olmuş. Çinceye alaka duyan biri olarak büyülendim. Çeviri zor iş ama gelgelelim Çince çeviri daha da zor iş. Bu bir gerçek. İngilizceden çeviri yapmaya benzemez.Ki şiir çevirmek başlı başına zor iş zaten.Çevirmen Çince aslından çevirmiş şiirleri.Ne diyebilirim bence olabilecek en iyi anlamı ortaya çıkarmış şiirleri türkçe'ye çevirirken. Çincede özne ve zamirler belli olmadığı için şiirin kime yazıldığını anlamak güç oluyor. Çevirmen de bunu belirtmiş. Ben şiirleri çok sevdim ve bu şiirler Tang Hanedanı şairlerine ve o döneme ilgi duymama neden oldu. Şiirlerin yanı sıra çevirmen notlarını okumayı da çok sevdim. Epey bilgilendirici olmuş. Kitabın kapağı da çok mükemmel. Gerçekten çevirmen ve yayınevi iyi iş çıkarmış. “Suyu içtiğinde kaynağını düşün” der bir Çin atasözü. Ben de şiirleri sevdikçe kaynağını düşündüm. Ve bu yüzden bu incelemede şiirlerden bahsetmek yerine kaynağını konuşalım istedim. Bai Juyi, çalışmayı sevmeyen biridir. Ve hayatının çoğu döneminde yoğun olarak çalışmamıştır. (Bunu sevdimm işte ^^) Ayrıca şiir yazmak için hiçbir bahaneyi kullanmaktan çekinmeyen biridir de. Sadece şiir yazarak, okuyarak doğayla iç içe vakit geçirmeyi sevmesi onu kendime çok yakın görmeme neden oldu. 772 senesinde doğmuş, uzak iklimlerde uzak bir dili paylaşmış olan bu şairin aramıza dağlar, yollar, yıllar girmiş olsa bile benimle ortak bir ruhu paylaşıyor olması beni büyüleyen diğer şeydi. Aynı şeyleri yapmaktan zevk almışız birbirimizden habersiz. İçimiz bazı zamanlarda aynı sıkıntıyla un ufak olmuş... Bir şiir aradaki tüm bu uzaklığı silebilirmiş. Bir şiir uzakları yakın edebilirmiş. Onun da bir özlemi, onun da hayattan bir beklediği varmış. Anlaşılmaz bir his ama tanıdıkça onun kalbini anladığımı hissediyorum. “İnsanlar buluşup ayrılıyorlar aynı ayın altında Gizli bir gece manzarasında birbirimizi anımsıyoruz Tek başımıza sürüyoruz hayatlarımızı, kim bilir uzaktayız Kim tahmin edebilir bu nehrin kenarında ne hissettiğimi? Seni özlediğimi bu akıp giden sulara bakarken Şimdi ayrı yerlerde konuşuyoruz ama pişmanlıklarımız aynı. ” Şanssız bir kaderle doğmuş ama yazgısını değiştirmek için çok çabalamış. Bu incelemede şiirlerden değil şiirlerin kaynağından bahsedeceğim bu yüzden. Ardı ardına gelen ölümlerden, ayrılılıklardan sonra o da kendine aynı soruyu sormuş mudur diye düşündüm hikayesini okuyunca, “Veda etme fırsatı dahi bulamadan gelen ayrılıklar ne zamana kadar devam edecek? ” Çocuklarını kaybetmiş, akıl sağlığı bozulan annesinin ne kadar önlem alırsa alsın engelleyemediği intiharına tanık olmuş...Ve çok sevdiği Yuan Zhen'inin ölümünü görmüş. Bai Juyi ne kadar arkadaşları da olsa, karısı da olsa ve hatta Yuan Zhen'i de olsa bence yapayalnız bir hayat sürmüş. Onun yalnızlığı şiirlerinde çok belli ve gözyaşı dökülemeyecek türden bir yalnızlık bu. “Yol kenarında bir handa geçiriyorum kışın en uzun gecesini Sıkıca kenetlemişim dizlerimi gölgem yoldaşım olmuş.” Her şeye rağmen döneminin ünlü bir şairi olmayı başarmış. (Öyleki, şiirleri Japonya'da bile popülermiş. Dünyanın ilk roman yazarı olarak bilinen, japon Murasaki Shikibu'nun bile onun şiirlerini bildiği söylenir.) Tüm hayatı boyunca yanında olan yoldaşına gelirsek, Bai Juyi'nin Yuan Zhen'le çok yakın arkadaş olduğu söyleniyor kitapta. Ki çoğu şiirini onun için yazmasından bu apaçık belli. Bu iki şairin arasındaki bağı çok kıskandım.Sürgüne gönderildiklerinde bile birbirlerinin şiirlerini orada bulunan hanların ya da köprülerin üzerine yazarlarmış. “Giderken bahar karları altındaki mavi köprüden geçmiş olmalısın Quinling Dağlarında güz meltemiyle güneye yürüyorum, şimdi ben de sürgünüm. Köprünün girişinde atımdan inip bakıyorum Duvarlarda ve sütunlarda acaba senin mısraların yazılı mı? ” Ama biraz araştırdığım zaman aslında onların iki aşık olduğunu gördüm.Bundan sonraki çeviriler bana ait. Kitapla bir ilgisi yok. Onun en büyük aşkı, öğrenci arkadaşı Yuan Zhen'di kuşkusuz. Her ikisi de kuzey imparatorluk şehri Ch'ang-an'daki Saray Kütüphanesinde çalışmışlar ve farklı kariyerler onları ayırdığında ve Yuan Zhen doğudaki Lo-yang şehrine gönderildiğinde ikisi on yıl boyunca samimi şiir alışverişinde bulunmuşlar. Bai Juyi'nin o günlerde sevgilisine yazdığı bir şiiri alıntılayacak olursam: “Seni düşündüğüm gibi kalbimi kim bilir? Kalbim tutsak bir şahin, kafeste bir turna...” Sonrasında her iki şairde evlenmiş. Yuan Zhen karısını sevmiş sevmesine ama karısı sadece birkaç yıl sonra ölmüş. Bai Juyi'nin ise görünüşe göre karısıyla özel bir yakınlığı yokmuş. Bir manastırın yanına yalnız kalacağı bir kulübe inşa etmiş.Yuan Zhen'le birlikte emekli olmayı ve burada yaşamayı düşlemişler. Ne var ki Yuan Zhen'in ani ölümü üzerine bu hayalleri gerçekleşmemiş. "Yağmurlu Gece" (812) adlı şiirinde Bai Juyi, Yuan Zhen'e olan özleminden bahseder: *Yağmurlu Gece* “Çok uzak bir ülkede sevdiğim biri var, kalbimin derinliklerine bağlı beni üzen bir şey var. Şimdiye kadar onu ziyaret edemeyeceğim topraklar; her gün sadece hasretle bakabiliyorum. O kadar derin bir üzüntü ki kaybolamaz. Asla bir gece değil, üzerinde saatlerce kara kara düşünürüm.” Bai Juyi, sevgilisinin cenazesinde ezbere okumak için iki resmi söz ve üç şarkı yazmış. Bai Juyi'nin Yuan Zhen'e yazdığı şiirlerden kısaca bahsedeceğim. Çünkü çok güzeller. “(...) Aramızdaki bağ, dışsal şeylerden daha derindir; Ruhlarımızın nehirleri aynı kuyudan fışkırıyor!” *Bai Juyi'den Yuan Zhen'e* “Dün gece bulutlar aynı ay renginde bin lig boyunca her yere dağıldı. Şafak vakti seni rüyalarda gördüm Beni düşünüyor olmalısın. Rüyamda elini tuttum, sana düşüncelerinin ne olduğunu sordum. Beni acı içinde düşündüğünü, mektup gönderecek kimsenin olmadığını söyledin. Uyandığımda, hala cevap vermemiştim. kapıyı çalma sesi, rap rap! "Shangzhou'dan bir haberci" diyerek senin bir mektubunu teslim etti. Giysilerimi altüst ederek yastıktan aniden kalktım ve ürktüm. Mührü açtım, el yazınla birlikte mektubunu gördüm, bir sayfa, on üç satır.” *Yuan Zhen'den Bai Juyi'ye* [816] "Diğer insanların da sevdikleri arkadaşları vardır; Ama bizimki çok az arkadaşımızın bildiği bir aşktı. Sen benim rızkımdın Seni her gün görmek sabah kahvaltımı almaktan daha önemliydi. Ve buluşmadığımız tek bir gün olsaydı Kafam karmaşa içinde kayıtsız otururdum. Şimdi birbirimizden binlerce mil uzakta olduğumuz düşüncesi, bulutlar gibi kayboldu. Her biri kendi yolunda sürükleniyor! Yüksek rüzgarların estiği o bulutlar, Bir daha karşılaşma şansları nedir?(...)” O bulutların yeniden karşılaştığını umut ediyorum. Umarım arkadaşlıkları başka bir dünyada nilüfer yaprakları gibi yeniden ışıldar. “Halbuki sadece birkaç yıl önce ölmüştün Temiz bir yüz, açık tenli eller, hepsi yok oldu şimdi. Bu dünyadan ayrılmak o kadar çetin bir iş ki! ” “Çiçek açmış ama bir çiçek değil puslu ama sis değil Gece yarısında gelip yıldızların son ışıklarıyla gidiyor Şu kısacık bahar düşlerine benziyor gelirken Giderken gözden kaybolan sabah bulutlarına.” Hayatındaki tüm bu kayıplar şüphesiz Bai Juyi'nin düşünce hayatını çok etkilemiştir. Bazen kayıpların da aniden gelen mutlu rastlantılar gibi bizi geliştirdiğini düşünüyorum. Acılarımız bizi içimizdeki başka kilitli kapıları açmaya hazırlar. Bu şiirler içimde kilitli olan saklı kapıları keşfetmemi sağladı. Bai Juyi, şiirlerini aynı zamanda şarkı olarak da söylenebilecek şekilde yazmıştır. İyi ki de yazmış. Bence şarkı olarak da gayet hoş!!! Buradan dinleyebilirsiniz. ^^ youtu.be/9QWU14JNP8A youtu.be/yB7_42Gw8YI
Çiçek Olmayan Çiçek
Çiçek Olmayan ÇiçekBai Juyi · Dergah Yayınları · 201642 okunma
··
230 görüntüleme
Lavinia K.T okurunun profil resmi
Uzak doğuya olan ilgimin tavan yaptığı şu dönemde bu incelenmen o kadar iyi geldi ki☺️🙃Şiire olan ilgimden bahsetmeye gerek bile yok😉Normalde çeviri şiir sevmiyorum pek çünkü özünü kaybediyor ama alıntı yaptığınız şiirleri beğendim.😌
Hyeya okurunun profil resmi
Teşekkür ederim ^^ lütfen kütüphanene ekleee ♥
Fatma Şahin okurunun profil resmi
muhteşem bir inceleme! şarkı için ayrıca teşekkürler :))
Hyeya okurunun profil resmi
Beğenmenize sevindim ^^ şarkı gerçekten çok güzel 💮 youtu.be/yB7_42Gw8YI
Nigar ekberova okurunun profil resmi
Boyle uzun ve çok güzel bir inceleme için gerçekten teşekkür ederim) Bai Juyi ile tanışmadan önce Yuan Zhen hakda araştırma yapıyodum çünki Yuan Zhenin ''ayrılığın acısı'' şiiri çok değer verdiğim birinin sevimli şiiriymiş malesef Yuan Zhen hakda pek fazla birşey bulamasam da Bai Juyi ile olan derin bağlarına rastladım ve buradayim)Birbirlerine yazdıkları şiir gerçekten beni etkiledi ve bu ikilinin ilişkisini bir neve Mevlana ve Şems Tebrizi ilişkisine benzettim... fırsat bulunca mutlaka okuyacağım ve birdaha teşekkürler)))
Hyeya okurunun profil resmi
Gerçekten mutlu oldum. Çin şiirine ilgi duyan birilerine rastlamak beni rahatlatıyor. Yuan Zhen'i de araştıran merak eden tek ben varım sanıyordum. İkisinin arasındaki bağı gerçekten seviyorum. İncelememi okuduğun için teşekkür ederim. 🙋❤ Kitabı seveceğine eminim. ^^
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.