Gönderi

vasiyetim
İnternette gezinirken bi sitede dosya konusuyla karşılaştım. Yazarlar tek tek vasiyetlerini kaleme almışlar. Yazılanları okuduktan sonra insanın aklına ister istemez söyle bir soru geliyor: Ben, nasıl bir vasiyet yazardım? Bu merakımı fazla bekletmeden, elime kağıdı, kalemi ve patatesten yapılma mührümü alıp işe koyuldum: Eğer aniden ölmedimse, yani uykuda falan güm diye gitmedimse, modern tıbbın imkanlarından ve ve kocakarı tedavi yöntemlerinden denenmemiş birşey kalmasın. Kafasında her gün kırk tane komplo teorisi kuran biriyim. Sonuçta dünyaya bir kere geliyorum. Aylık mavi kartımı bizim Şule'ye bırakiyorum. Duruma gore illaki içinde 50-100 geçiş hakkı kalmıştır, zayi olmasın, israfı sevmem. Cenazem muhtemelen kalabalık olacaktır. Yıllardır kullandigim 34 A sefer numaralı otobüs ve 522 B otobüs hattındaki yolcuların hepsi beni tanır. Buna uygun hazırlık yapılırsa izdiham yaşanmasının önüne geçilmiş olur. Her Allah'ın günü, evindeki tüm tozları bizim evin pencerelerinde odalara boca eden, gürültüyü bir melodi olarak algılayan ve çocuk olarak modern bir Frankestein yetiştiren üst komşum kadına, biri onu ne kadar sevmediğimi oturup bir saat anlatsın. Mümkünse verdikleri kiranın iki katını verip evden çıkartsınlar. Ben yapamadım, siz yapın. Sırf telaffuzu güzel diye hayatım boyunca Connecticut' a (konektikit) yerleşmeye çalıştım. 522B, o duraktan geçmiyordu, yapamadım. (Hay Allah, ölürken bile güldürdü, deyin diye yazdım) o yüzden mezar yeri tercihim, Connecticut Müslüman Mezarlığı'dır. Kefenim ütülü olursa sevinirim. Ayıptır söylemesi ütüsüz birşey giyemiyorum. Ha, unutmadan: Duvara çarpınca çalışan, beni sinir ilaçlarına başlatan bir dizüstu bilgisayarım var. Lütfen onu öyle bir duvara çarpın ki....
·
25 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.