Tülin Baturu Ocak
Ejder Kelebek serisinin Gün Batımı kitabından sonra ikinci kitap olan Ejder Kelebek Gün Doğumu kitabından bahsedeceğim sizlere. Seri, Ejder Kelebek Gün Karası, Ejder Kelebek Fırtınalar Göçebesi ve Ejder Kelebek Seçilmişliğin Avı kitaplarıyla devam ederek 5 kitaplık bir seri olacak. Tür olarak fantastik macera diyebilirim. Mitolojik esintiler de bolca var. Dili akıcı ve zengin. 552 sayfalık büyük emek verilmiş bir kitap. Kitapta çok fazla isim ve olay olduğu için dallanıp budaklandırarak kafanızı karıştırmak istemiyorum, o yüzden genel hatlarıyla bahsedeceğim. Akita Min, ‘Gün batımı’ ile beraber başlarından kötü olaylar geçerek ayrı düştüğü kardeşlerini ve arkadaşlarını arıyor. Amani bölgesinden Akita Min’in yoldaşı olan Ejder Kelebek Gün Batımı; önde ve arkada kocaman gözleri olan, paytak ayaklı, üç metrelik kanatlarıyla iri bir kartala benzeyen, tıpkı Akita Min gibi özel güçleri olan bir yaratık. Akita Min onu çağırmak ya da ondan bir şey yapmasını istediğinde ona hanedanlıklarının da simgesi olan “Sdffffataul” kelimesiyle sesleniyor. Okyanusun ortasında mahsur kalan Akita Min ve Gün Batımı, yaklaşmakta olan Ör Hanedanlığının örümcek şeklindeki gemisini görünce onları kurtarıcı olarak görüyorlar fakat gerçekten öyle miydi? Gemide oldukları süre içinde ve sonrasında neler yaşandı? Akita Min, kardeşlerini ve arkadaşlarını bulabilmek için neler yaptı ve bulabildi mi? Her şey eskisi gibi olabilecek mi? Bu soruların cevaplarını kitapta bulabilirsiniz. Bu türe ilginiz varsa Ejder kelebek serisini okumanızı kesinlikle tavsiye ediyorum.