Hollywood dünyasında zerafet denilince ilk aklımıza gelen isim muhtemelen Audrey Hepburn 'dür.
İkinci Dünya Savaşı sırasında yaşadığı acılar, korkular... Zayıf kalan bünyesi nedeniyle çok sevdiği baleye veda etmesi. Hayatı boyunca annesi gibi başarısız evlilikler yapmamak için çabalaması, anne olmak için mücadelesi, düşüklerle, ölü doğumlarla dolu annelik macerası...
Özetle farklı bir hayat hikayesi okudum.
Başrolü paylaştığı her oyuncuyla adı anılan bir kadın çizilmiş kitapta, her filminde her partnerine ilgi duymuş gibi anladım. Belki babası ile olan soğuk ilişkisi, belki annesinin başarısız evlilikleri onda bir sevgi arayışı, bir sevilme ihtiyacı oluşturmuş.
Hayatının son yıllarından tanıştığı Unicef bu sevgi arayışının başka bir alanda olduğunu anlattı ona.
Ve malesef Unicef için ne güzel işler yaparken aniden karşılaştığı tatsız bir hastalık ile veda etmiş bu dünyadaki macerasına.
Audrey Hepburn' ü merak edenlere, biyografi okumayı sevenlere öneririm.
