Shakespeare(şekspır)'ın okuduğum ilk oyun'u değildi, son da olmayacak...
Gerçekten benim nazarımda güçlü bir kaleme sahip Shakespeare, hem toplumsal (gerçek), hem efsanevi oyunlarıyla okuyucularının gönlünde taht kurmayı başarıyor. Farklı bir lezzet var bu kalemde. Belki de çok insancıl yapısıyla bunu sezdiriyor okuyucusuna. Elinize aldığınız eseri okumaya başladığınız an farklı cümle yapılarıyla zaman zaman şiirsel bir dille hakikati konuşturuyor. Basit bir deyimle hikaye anlatıcıları gibi seçiyor kahramanlarını, kötü karakterler kadar iyi ve adil, cesur, savaşçı yiğitler de var aynı zamanda aşıktırlar bunlar aynı zamanda en güzel'e.
İyiler kazanır çoğu zaman ve ödüllendirilirler.
Burda da iki kuzen ve aşık olunan genç ve güzel bir kadın. Tam bir Leydi. Savaşırlar aşkları uğruna kim kazanırsa bu savaşı Emilia onun olur, Arcite kazanır gibi görünür ama hayatın ya da onların deyimiyle Tanrıların adil manevralarıyla Palamon'un olur güzel mi güzel Emilia. Peki ya Emilia? İkisine de aşık, ikisini de ister ama savaşmalarını adil bulmaz, hem bir çiçek uğruna diğer çiçeklerin lekelenmelerini yanlış bulur, hem de ölüm ona göre bu savaşta adil değildir. Ama bu bir oyun eseridir, erdemli ve hakikatli...
Sevgiyle okunsun!...