insan ruhunu incitiyorsunuz. erdemini, zaafını, yüceliğini, küçüklüğünü kendi hapishanenize doldurup yok ediyorsunuz. Ana rahminden koparıyorsunuz. Arzusundan koparıyorsunuz. sözünü, sağır bir çarmıha gerip, altında durmadan konuşuyorsunuz. Sonra da büyüklüğünden ve sessizliğinden derin bir ürperti duyarak yine de eserinize hayranlıkla bakarak. yarattığınız bu sonsuz çöl içinde bir yudum su özlüyorsunuz.
Tuhaf bir ölümü yaşayıp gidiyorsunuz.