Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bağımlılık, askeri ve mülki vesayet Avrupalının eline geçen bir ülkede, altmış yıl geçtikten sonra Tanzimat'ın ilerisine gidil miş, Meşrutiyet'e varılmıştı... Yalnız bu devrede bütçe, iktisadi program, üretimi arttırma ve sanayii geliştirme yönünden ilk baş vurulacak yer, tokadı yediği yere müracaattan başka çare yok gibi idi... 1908Terde Osmanlı Devleti'nin maliyesini düzeltmek için Fransa'dan bir mütehassıs istendi. Fransa hükümeti “Loran” adlı bir maliyeciyi yolladı. Gelen adam Maliye Nazırı (dönme) Cavit Bey'le geçinemedi. Ve Paris'e döndü. Ardından Fransa Hükümetine bir rapor sundu. “Hasta Adam” için raporunda şu cümleler geçiyordu: “Türkiye maliyesinde ne bir intizam ve ne de doğru dürrüst bir hesap vardır. Meclis-i Mebusan'a takdim edilen bütçe de kâğıt üzerindedir. Yapılanların hepsi yanlıştır. Devlet-i Aliye'de doğru hesap tutan Duyün-i Umumiye'den başka bir idare yoktur.” Duyün-i Umumiyenin hesablarını sağlam tutması, işinin ehli kişilerin elinde olmasından çok, batılıların verdiği paraların hesap-kitap işini sağlama almak, borç yekünunun ucunu kaybetmemek ve faiz-seviyesini tesbit etmek için sermaye sahiblerinin kendi adamlarından bulunmasındandır. Çünkü bu devrelerde ve daha sonra gelen hükümetlerde mali hayatı kontrol ve düzenleme devamlı yabancı uzmanların elinde idi... İçte ticari hayatı elinde bulunduran Rum, Yahudi ve Ermeni vatandaşların Avrupadaki akrabaları, devlet merkezine geldiklerinde hiçbir güçlükle karşılaşmıyor, hatta mali ve ticari hayatın içteki azınlık mensubu bankerlerin eliyle düzeltilmesini istiyorlardı... |
·
19 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.