Gel ey zavallı mutsuz! İçinde yaşadığın bu hapishaneden kurtulmak için biraz çaba göster. Seni çıkartacağım göklerin tepesinden, semadaki yıldızların orta yerinden, tanrı katından aşağıya bak ve hayvanını izle: Hayata atılmış, nasıl da tek başına servet ve şan şöhret peşinden koşuyor! İnsanların arasından nasıl da ağırbaşlı bir şekilde yürüyüp gittiğine, kalabalığın nasıl da saygıyla açılıp ona yol verdiğine bir bak. İnan bana, tek bir kişi bile onun bir başına olduğunu fark etmeyecektir. Onun bir ruhu olup olmadığını bilmek, düşünüp düşünmediğini öğrenmek arasında gezindiği kalabalığın umurunda bile olmayacaktır. Binlerce duygusal kadın, bunun farkına bile varmadan onu deliler gibi sevecektir. Hayvanın, ruhundan hiçbir yardım almaksızın yücelebilir, en büyük saygınlık ve servet mertebesine bile ulaşabilir. Hatta biz göklerden geri döndüğümüzde, ruhun kendisini soylu bir beyefendinin hayvanının içinde bulursa, hiç şaşırmam.