Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

" Gülmenin insana özgü olduğu, biz günahkârların sınırının bir belirtisidir. Ama bu kitaptan, seninki gibi ne çok yozlaşmış kafa gülmenin insanın amacı olduğunu öngören bir tasım çıkaracaktır! Gülmek, bir köylüyü bir an için korkudan kurtarır. Ama yasa korku aracılığıyla kendini kabul ettirir; yasanın gerçek adı Tanrı korkusudur. Oysa bu kitaptan, tüm dünyayı yeni bir ateşle tutuşturacak iblisçe bir kıvılcım çıkabilir: Ve gülme, Prometeus’un bile bilmediği yeni bir korkuyu yok etme sanatı gibi tanımlanacaktır. Gülen bir köylü için o anda ölmek önemli değildir; ama sonra, gülme özgürlüğü sona erince, dinsel tören yeniden tanrısal tasarıma göre içine ölüm korkusu salacaktır. Oysa bu kitaptan, korkudan kurtularak ölümü yok etmek için yeni ve yıkıcı bir umut doğabilir. O zaman biz günahkâr yaratıklar, tanrısal bağışların belki de en sağgörülüsü ve en seveceni olan bu duygudan yoksun kalınca ne oluruz? Yüzyıllar boyu bilginler ve kilise babaları, yüce olanı düşünerek, aşağı olanın sefilliğinden ve kışkırtıcılığından kurtulmak için kutsal bilgiden hoş kokulu özler damıttılar. Oysa bu kitap güldürüyü, taşlama ve mim’i, eksikliklerin, kötülüklerin, güçsüzlüklerin yansılanmasıyla tutkuların arıtılmasını sağlayacak olağanüstü bir ilaç sayarak yapmacık bilginleri (iblisçe bir tersine çevirmeyle) aşağılık olanı kabul ederek, yüce olanı kurtarmaya çalışmaya itecektir. Bu kitap insanın, (sizin Bacon’ınızın doğal büyüye ilişkin olarak önerdiği gibi) yeryüzünde Cockaigne ülkesinin bolluğunu isteyebileceği düşüncesini doğurabilir. Ama böyle bir şeye sahip olamayız; olmamalıyız. Coena Cypriani’nin maskaralıklarına hiç utanç duymadan gülen genç rahiplere bak. Kutsal yazıların iblisçe anlam değiştirmesine! Üstelik, kötü olduğunu bile bile yapıyorlar bunu. Ama Filozofun sözü, hiçbir kurala bağlı olmayan, imgelemin bu önemsiz kıyıda kalmış şakalarını doğruladığı gün, kıyıda kalan merkeze sıçrayacak; böylece merkezin tüm izleri silinecek. Tanrı’nın kulları, terra incognita’nın uçurumlarından dışarı uğramış canavarlar topluluğuna dönüşecek ve o anda bilinen dünyanın kıyısı, Hıristiyan imparatorluğunun yüreği olacak; Petrus’un tahtında Arimaspi, manastırda Blemmiler olacak; şiş göbekli, koca kafalı cüceler kitaplığı yönetecek! Uşaklar yasa koyacak, biz de (o zaman sen de) hiçbir yasanın olmadığı yerde o yasaya boyun eğeceğiz. Bir Yunan filozofu (senin Aristo’nun burada sözlerini aktardığı, suç ortağı ve kötü auctoritas), bize karşı çıkanların ciddiliğini gülerek dağıtmalıyız; gülmeye de ciddilikle karşı çıkmalıyız diyor. Babalarımızın sağgörüsü seçimini yapmıştı: Eğer gülmek halktan insanların eğlencesiyse, halktan kimselerin özgürlüğü dizginlenip aşağılanmalı, sertlikle yıldırılmalıdır. Halkın, gülüşünü incelterek, kendisini sonsuz yaşama götürmesi ve onu etin, cinselliğin, yiyip içmenin ve çirkin isteklerinin kışkırtıcılığından kurtarması gereken çobanların ciddiliğine karşı bir araca dönüştürecek silâhları yoktur. Ama günün birinde biri çıkıp da Filozofun hizmetlerini savurarak, böylece kendisi de filozofluk taslayarak gülme sanatını ince bir silâh durumuna getirecek, ikna sanatının yerine alay sanatını, kefaretin sabırlı ve kurtarıcı imgelerinin yapısı yerine, tüm kutsal ve saygın imgelerin sabırsızca yıkılmasını koyacak olursa - ah, o gün sen ve senin tüm bilgilerin de altüst olacak, William!”
·
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.