Hemen hemen tüm ulusların ortaçağ edebiyatı incelendiğinde sosyal yaşam örüntüsü genellikle ikiz kardeş olan din ve feodalitenin ellerinden desenlenip şekil bulduğu görülür. Fakir zengin,köylü kentli,okumuş cahil,dindar değil,rantçı emekçi gibi siyah ile beyaz kadar zıt karşıtlık karşi karşıya gelerek öyküleniyor, asi ruhlu yazarlarca sarı sayfalar üstüne siyah harflerle hayat verilip bizimle buluşturuluyor..
Erkeğin, emeğinden ve gücünden faydalanıldığı bir hayvan, kadının ise dogurganlık dışında yok denecek kadar vasıflara sahip olarak görülen bir dönemde yaşanan bir aşka,feda edilen bir başka sevinin ekseninde yaşanıyor olaylar... Bir kesimin doyumsuz dişlerinin arasından daha da zengin olma tutkusu, itibar elde etme, yol bulma, kayırılma, kayırma salyaları akarken, diğer yoksul kesimin normal şartlarda bir yaşam sürdürebilme mücadelesi ile idealist bir yazarın yaşamından kesitler sunuyor kitap.
Kitapta dikkat çeken unsurlardan birisi de toplumda hükümran kötülüğün cezası diğer dünya yaşamına havale edilmesi.
İncil'de" Bütün düşmanlarınızı bağışlayın..." diye yazıyor. Bunu okuduğum halde onu bağışlamıyorum. Çünkü; annem ölürken;
" O'na lanet ediyorum.." diyordu.
Okunması gereken bir kitap ...
