Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

259 syf.
5/10 puan verdi
BU KİTABA SONDAN BAŞLAYIN! Ben ki önsözlerden, sonsözlerden ve de Bülent Serttaş'a sanatını izletemeyen dansözlerden hep şikayetçi olmuşumdur. Burada da varlığından veyahut yokluğundan değil, bizzat yerinden dem vuracağım. Okuyucuya kısmen spoiler yedirecek olsa dahi, keşke o sondaki "Yokuştaki Salyangoz / Endişe" başlıklı kısmı kitabın başına ekleseymişsiniz be arkadaş. En azından şu karmaşa dolu Orman'da kendimizi kaybettiğimize değerdi veya elimizde hiç olmazsa kör topal bir rehberimiz olurdu böylece. Bu arada, topal demişken hemen kitaptaki karakterlerden birinin adının hatalı çevrimine de değinelim: Çolakbacak. Çolak tabiri bacak için değil, kol ya da el için kullanılır. Kitabın başına eklenmesini yerinde bulduğumuz kısımdan devam edecek olursak, Boris Strugatski, kurgunun geçirdiği evreleri ve elimizdeki kitaba nasıl vardıklarını güzelce anlatmış bize. Burada Boris'in yazısından alıntılarla devam etmek isterim. "Burada bir şey olmuş bize, önemli bir şey. Orman İşleri İdaresi fikri ortaya çıkmış: Bu, her devlet kurumunu ilgilendirebilecek, delice bir parodi. Her nasılsa ve kimin aklına geldiyse, fantastik bir örgüyü, Orman örgüsünü ikincil ama daha ziyade sembolik bir örgüyle tamamlamaya karar veriyoruz. Bilimkurgu değil, gerçekten sembolik." Eveeet... Anahtar kelimeler: Devlet kurumu, sembolik, bilimkurgu. Devlet kurumu parodisi kısmında tatminkar bir iş çıkarılmış ve çokça hak verdiğim yerler oldu kurguda. Gelgelelim, hikayeye yedirilmiş bir sembolizmden çok, sembolizmle yoğrulmuş bir hikayede de her okuyucunun farklı çıkarımlarının olması kaçınılmazdır. Bu da verilen mesajın karmaşıklaşmasına sebebiyet verir. Hoş, Boris bizi bu konuda azıcık fırçalamış da. "'İdare' konusunu tasvir etmemize yardımcı olan ve bütün hikayeyi tamamen başka türlü aydınlatan bu başarılı fikrin sıradan okur tarafından anlaşılmaz kalmış olması ilginçtir. Yazarların anlatmak istediğini anlayan insan sayısı bir elin parmaklarını geçmez. oysa bütün anlatı boyunca, bu sembolizmin şifresini çözecek imalar serpiştirmiştik." ... Füze at reyiz, öyle ölmeyiz... Sen kitabı sembolizme boğup da Oryantal Didem gibi "ben orda sanat yaptım" minvalinde konuşursan biz de Bülent abimiz gibi tavandaki kuşları sayarız. Yani diyorum ki dansözsen eğer, kıyafetin biraz daha konsepte uygun olmalı. Kapiş ;) (Ben de aşırı sembolizm yapmışım, hemen tercüme edeyim. Eğer anlaşılmamaktan dem vuruyorsan, konuyu biraz daha açık ve de berrak işlemen, sorunu ortadan kaldıracaktır.) Son anahtara gelecek olursak, bu kitap da bir bilimkurgu değil, maalesef yazarın kendisi de ifade ediyor bunu. Ama bilimkurgu klasiklerimiz arasında... Yazısının sonunda Boris, bu kitabı "Uzayda Piknik" ve "Tanrı Olmak Zor İş" in ardından üçüncü sırada sağlam bir yere oturtmuş. Bu okuduğum ikinci kitapları fakat ben üçüncü sıradaki yerini dahi o kadar sağlam görmüyorum şimdiden. İncelemeyi daha fazla sündürmeye gerek yok. Zaten şimdiden çokça şeyden bahsetmişim bile. Başlıkta da belirttiğim gibi, kitaba sondan başlanması taraftarıyım. Şahsi fikrim bu yönde. Sondan başlayıp kurguya dalsam, belki şimdi olduğundan daha çok şeyi idrak edebilir, kurguya kendimi daha fazla verebilirdim. Fakat olağan haliyle, kitaba başından başlayınca yaşadığım durumu yine bir alıntıyla, Biber'in sözleriyle açıklayabilirim ancak: Görmek ve anlamamak, düşünüp kafanda kurmakla aynı. Yaşıyorum, görüyorum ve anlamıyorum; birilerinin icat ettiği, uydurduğu ama bana ve belki kendisine de açıklamak zahmetine katlanmadığı bir dünyada yaşıyorum...
Yokuştaki Salyangoz
Yokuştaki SalyangozArkadi Strugatski · İthaki Yayınları · 2020101 okunma
·
175 görüntüleme
Gülce okurunun profil resmi
Güzel inceleme yazıyorsun
Büşra Sarıca
Büşra Sarıca
_mortem. Bol bir vaktimde sayfani ziyarete gelem ben.Bu arada Bülent Serttaş sondan okunması gereken bir kitabın incelemesinde olmaktan gurur duyardı.😂
Post Mortem okurunun profil resmi
Post, araya boşluk girince başka bir arkadaşın etiketlenmesine sebebiyet vermiş Gülceeee ! :) Her zaman beklerim elbet, güncelden eklentiler olsun dedim. Malum, her zaman yazamıyorum ;)
8 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.