Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Birikimli -Uydurma- Tarih..
" (...) Güneş kalkarken, mezkûr Sultanın sarayının kapıları açılınca büyük bir bölük dilber delikanlılar çıktı, takriben 200 kişi, hepsi matem urbaları giymişti, hepsi acı acı ağlaşıp bağrışıyorlardı. Bunlar, Sultanın en mühim adamlarının omuzları üstünde taşıdıkları ve sanduka içinde bulunan nâşın önünden gidiyorlardı. Sandukanın üstünde, Sultan canlı gibi temsil edilmişti, sultanî elbiseler örtülmüştü ve başında, zarifçe bir tarzda, bir sarık vardı (9) Meydanın ortasına gelince bir müddet durdular ve orada feryat ve ağlayışları o kadar arttı ki, gökler yeryüzüne düşecek zannê- dilebilirdi. Ve herbiri bir mum yaktıktan sonra, hepsi iki mil mesafede bulunan saraya gittiler, ve her yandan halk, saflar halinde toplanmış, elde yanmış mumlar tutuyor ve acı acı ağlıyordu. (10) Cenaze merhumun zevcelerinin bulunduğu Saray Meydanında görülünce, sarayın bir balkonuna bu sultanın zevce ve cariyelerinin birçoğu geldi, hepsi, saçları dağınık ve siyahlar giymiş, bağırarak ve acı acı ağlıyarak göğüslerine vurup merhametsizce yüzlerini tırmalıyorlar ve saçlarını yoluyorlardı; nâşı gözden kaybedinceye kadar feryatlarına devam ettiler... (...) (9) Yazar bu tarifleriyle Fatih’in cenâze merasimini hristiyan imparatorların ve patriklerin ölümlerinde yapılan merasimlere benzetmek istemiştir. Halbuki Müslümanlıkta cenâzenin üzerine ne heykel, ne de resim konabilir. Bundan da anlaşılıyor ki, muharrir cenâzeye iyice yaklaşamamış, uzaktan görmüş veya işitmiştir. Bir kısmı da kendi hayali mahsulüdür. (M. H. Y.) (10) Cenazelerde mum yakmak da hıristiyan âdetidir. Bundan da anlaşılıyor ki muharrir cenâze merasimini bizzat görmemiştir, duymuştur. (M.H.Y.) "
İstanbul Üniversitesi Yayınları
·
35 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.