Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

HAPİSHANE MÜDÜRÜ - Kimsen, bir bildiğin, tanıdığın, sana sahip çıkacak biri yok mu? REİS BEY - Kimsem yok... HAPİSHANE MÜDÜRÜ - Eğer bu kadar sert, dikenli, ısırgan gibi el yakan bir insan olmasaydın, çoktan evlenmiş olurdun; yetişmiş çocukların da olurdu şimdi... REİS BEY - Çok doğru!.. HAPİSHANE MÜDÜRÜ - (Alaylı) Eğer salâhiyet çerçevemin içindeyse sana bir sual sorayım... REİS BEY - Sualinizi bilmeden birşey söyliyemem! HAPİSHANE MÜDÜRÜ - (Karşısındaki, arkalığı sökük iskemleyi göstererek) Otur; otur şuraya da öyle!.. (Birinci Gardiyana) Sen çık, kapıda bekle! Çağırınca gelirsin! (Birinci Gardiyan çıkar. Reis Bey oturmaz.) HAPİSHANE MÜDÜRÜ - (Sert) Otur! (Reis Bey oturur.) HAPİSHANE MÜDÜRÜ - Yirmi beş bin liralık ikramiyeni, oğlunu haksız mahkûm ettiğin bir kadına vermişsin... Gazeteler günlerce işledi, durdu. Söyle bakalım, akıl işi mi bu? REİS BEY - Değil! HAPİSHANE MÜDÜRÜ - Ya ne işi? REİS BEY - Kalb işi!.. HAPİSHANE MÜDÜRÜ - Sen kalb nedir, bilir misin? REİS BEY - Yeni yeni, öğrenmeğe çalışıyorum. HAPİSHANE MÜDÜRÜ - Paranı sokağa atarsın, meteliksiz kalırsın, sonra eroin ticaretine kalkar, zindana düşer, Âdem Baba yemeğine muhtaç olursun!.. Bu mu kalb işi?.. (Durak... Cevap yok... Karşılıklı bakışma...) HAPİSHANE MÜDÜRÜ - Kalb işi değil bu akıl işi; ama aklından zoru olanın işi... Ben senin yerinde olsam, hâkimden, akıl hastahanesine, muayene sevkimi isterim. (Durak... Cevap yok...) HAPİSHANE MÜDÜRÜ - Memleketin en meşhur adamı oldun! Emekliye ayrıldın ayrılalı gazeteler seninle meşgul... Hele bu son işten sonra, adın kimbilir nerelere ulaşacak? Herkes seni bir türlü görüyor; melekten şeytana kadar gidip geliyorsun! Ama, ne eski makamın, ne de yeni şöhretin söker burada... Sen burada, en âdi Âdem Babadan farksız bir sanıksın! (Durak) Her halde hapishanenin fukara sınıfına Âdem Baba denildiğini biliyorsun... REİS BEY - Biliyorum.
Sayfa 101 - BÜYÜK DOĞU YAYINLARIKitabı okudu
·
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.