Gönderi

639 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 günde okudu
Büyümek
Spoiler içerebilir!!! İnsanın yaşamındaki tek bir gün, önünde uzanan hayatı olağanüstü bir biçimde değiştirmeye yetebilir. Bir gece tamamen rastlantı sonucu karşılaştığı bir insanın, Pip’in hayatını bambaşka bir yöne çevirmesi gibi... Ablası ve ablasının eşiyle kısmen sakin ve mütevazı bir yaşam sürmekte olan Pip, yaşadığı bir dizi olay ile kendisinden, yaşantısından memnuniyetsizlik duymaya başlıyor ve kendi deyimiyle “kibar bir beyefendi” olması gerektiğine inanıyor. Bir süre sonra karşısına bu hedefe ulaşmasını sağlayabilecek bir fırsat çıkıyor. O da karşısına çıkan bu fırsatı değerlendirmek üzere köyünden ayrılıp Londra’ya gidiyor. Pip de; yoksul bir hayat sürmekte olup sonradan eline büyük paralar geçen çoğu insan gibi, ihtişama ve gösterişe kapılıp lüks bir hayat sürmeye çalışıyor. Paraya ve bolluğa alıştıkça, eski hayatında sahip olduğu şeylerin güzelliklerine gözlerini kapamaya başlıyor yavaş yavaş. Ve öyle bir zaman geliyor ki, eskiden dostu bildiği, onu canından çok seven Joe’dan bile utanmaya başlıyor. Kısacası, para bir insanı en kötü nasıl bir şekilde değiştirebilirse Pip’i de o şekilde değiştiriyor. Paraya ve güce sahip olmanın yarattığı üstünlük duygusu ve nankörlüğün bir insan üzerindeki yıkıcı etkilerine şahit oluyoruz romanda ilerledikçe. Ama bu durum sonsuza kadar devam etmiyor. Bir süre sonra, Pip’in sahip olduğu yanılgılar çözülmeye başlıyor, gerçekler saklandıkları yerlerden gün yüzüne çıkıyor ve Pip bütün bunlardan rahatsızlık duymaya başlıyor. Kendisi için onun sandığı gibi bir gelecek planlanmadığını, büyük umutlarının aslında gerçekleşmesi zor birer hayalden ibaret olduğunu acı bir şekilde öğreniyor. Bu da Pip’in olgunlaşmasını sağlayacak olan sürecin ilk basamağını oluşturuyor. Zaman geçtikçe, hayatında gerçekten değerli olan şeylerin neler olduğunu görmeye ve büyümeye başlıyor. Zaman zaman kendisinin de düşündüğü gibi, o gece karşısına o adam çıkmasaydı ve kendi köyünde kalıp demirci çırağı olarak çalışsaydı çok daha mutlu ve iyi bir insan olur muydu? Emin değilim. Tesadüfler, karşımıza çıkan insanların üzerimizde bıraktığı etkiler, yaptığımız tercihler... Bunların toplamı en sonunda vardığımız noktaya varmamızı sağlıyor. Bunlarda meydana gelecek tek bir değişiklik bile bizim şu an olduğumuzdan çok daha farklı bir yerde olmamıza sebep olabilir. Ama temelde nasıl bir insan olduğumuz, gittiğimiz yönden ve varacağımız noktadan bağımsızdır. Adına yaşam dediğimiz bu kısa veya uzun süreçte, başımıza ne gelirse gelsin, çeşitli olaylar karşısında takınacağımız tutumlar ve yaptığımız eylemler insan olarak sahip olduğumuz ilkelere bağlıdır. Yoksul veya varsıl olmak, başkalarının sahip olduğu ama bizim sahip olmadığımız şeylerin bulunması yaşamımızı mutlaka etkiler. Ama neyin önemli olup neyin olmadığına karar vermek çevresel koşullardan bağımsızdır. Pip de kendine yanlış ilkeler edindiği için, belki de herhangi bir ilke edinemediği için kendisini çevresel koşulların kollarına bırakıp gerçekte önemli olan şeyleri uzun bir süre boyunca göremedi. Aslında bu da hayatın kendisi oluyor. Kimileri bazı şeyleri daha erken görüyor kimileriyse daha geç. Kendi gerçeklerimize ulaşabilmek için ne kadar zaman geçmesi gerektiğini, neler yaşamamız gerektiğini önceden bilemiyoruz. Hayat akıp gidiyor ve biz bu akış içinde o an kendimize göre doğru olan şeyleri yapmaya çalışıyoruz. Kimileri aydınlığa daha önce ulaşıyor, kimileri de Pip gibi birazcık daha geç...
Büyük Umutlar
Büyük UmutlarCharles Dickens · Cem Yayınevi · 199714,5bin okunma
·
40 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.