Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

192 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Hasan İzzettin Dinamo Yazını : Tarih ve Edebiyat
Savaş ve Açlar
Savaş ve Açlar
'ı ardından devam kitabı olan
Öksüz Musa
Öksüz Musa
'yı bitirdim. İki kitabın ben de bıraktığı tesirin, ruh halimin tam adını koyamıyorum. Şöyle dedim bitişte kendi kendime: "Keşke bize tarih derslerinde yıllarca aynı ezber bilgileri öğreteceklerine bu kitapları okutsalarmış." Tarih bilinci oluşturmak adına, dünümüzü anlamak adına daha iyi olurdu eminim. Okuma merakımızı da daha çok kamçılardı. Belki daha çok araştıran, sorguluyan bir toplum olurduk. "Cumhuriyetin" ne olduğunu
Savaş ve Açlar
Savaş ve Açlar
'dan sonra daha iyi idrak ettim sanırım. Savaşın ne kadar yıkıcı olduğunu, kurtuluş mücadelemizde ne kayıplar verdiğimizi biliyoruz. "Yemen"leri, "Balkan"ları, "Çanakkale"leri, "Sarıkamış"ları, "Sakarya"ları okuduk, dinledik, izledik, anlattık. Ama cephe gerisini çok az biliyoruz bunu daha iyi anladım şimdi. Düşününce biz savaşta ölenlerin olduğu kadar ölmemek için direnenlerin, sağ kalabilenlerin, savaştan kaçanların, savaşı fırsata çevirenlerin de eseri değil miyiz?
Savaş ve Açlar
Savaş ve Açlar
hakkında çok değerli incelemeler var sitede. Beni de motive eden bu incelemeleri okumanızı öneririm. Ben iki esere ortak bakmak istedim burada. Okumadan önce olayların nereye gideceğini biliyordum. Olayları baştan bilmek beni çok etkilemez. Ama bu duruma önem verenler için uyarmak isterim: Bazı şeylere değinmeden kitapları anlatmak benim için mümkün değil. Bana göre edebiyatımızın baş köşelerinden birini hak eden bu yazar, o kadar derinlere gömülmüş ki hakkında henüz çok bilgi bulamadım. (Hatta kitapları bile son birkaç yıla kadar basılmıyormuş.) Fakat okuduklarıma ve kitapların içindeki kimi ipuçlarına göre yazarın bize anlattığı, kendi hayatı. Küçük bir çocuk olarak girdiği Birinci Dünya Savaşı'ndan bir delikanlı olarak çıktığı Kurtuluş Savaşı'nın bitimine kadar olan hayatı... Öyle bir zamanda doğmuş ki bütün bilinci savaş dolu. İki kitap boyunca bir çocuğu dinlediğimi hiç hissetmedim. Zira Dinamo, büyüyemeden durmuş bir nesilden. Savaş ve Açlar'ın başlarında Temel Reis ve ailesinin Samsun'daki yeni kulübelerine taşınırken yürüdükleri bir sahne var... O nasıl bir etkili anlatım! Gelecek bütün felaketleri sezdiriyordu. Yanlış anlaşılmasın bu etkileyicilik acındırmayla ilgili değil. Zaten kitabın bütünün de hakim duygu "acı" olsa da acındırma hiç yok. Kurgu değil gerçek olduğu için doğal seyrinde akan bir hayat var. Ben böylesi kitaplarda edebiliğe çok bakmam ama güçlü, sezdirici, doğal bir anlatımı var Dinamo'nun. Çoğu duyguyu adını vermeden hissettiriyor. Bu yeteneğe çok önem veririm. Bir sigaranın içiminde, bir elin tasvirinde, bir ekmeğin kuruluğunda, bir rüzgarın esişinde, bir bakışın kötülüğünde sayfalar dolusu kelimenin anlatamayacağı çok şeyi gördüm. Dinamo, Musa yapmış, Hasan adını. Kendini de tecrit etmiş Hasan'dan sanki. Anlatırken çok yakınında biri ama o değil, kendisi değil gibi... Anlatımına göre çok sevdiği bir babası var: Yedi yıl savaştığı Yemen'den sağ çıkabilmiş, gelirken İstanbul'u gezip görmüş bir Temel Çavuş. Ya savaşın içinde ya savaş korkusunda... Dünyadaki düzensizliği sezmiş de tam adını koyamamıs. Ama okumanın önemini kavramış. En büyük isteği çocuklarını okutabilmek. Hele Musa'ya çok güveniyor bu konuda daha el kadarken yüreklendiriyor. (Temel Çavuş sen göremedin ama Musa'nın yüreğine ektiğin bu okuma tohumları ileride onu hayatta tutabilecek tek güç olacak. Bir koruma iç güdüsü müydü bu yoksa?) Babanın Sarıkamış harekatına çağrılması ile başlıyor önceden sezilen felaketler. Bu anlatılan Musa'nın ailesinin değil Anadolu'muzun ortak tarihi. Kitaba adını veren ve savaş kadar belki daha çok yıkıcı olan açlığı anlatmaya burada benim gücüm yetmez. Böyle bir olayı deneyimlemedim de zaten anlamam mümkün değil. Yalnız gerçeğin kurgusu olan bu anlatımı yıllardır okuyan biri olarak hiç bir yerde görmedim. Ölmek o kadar normal ki o ortamda. Ölmemek , akıl almaz çarelere başvurarak sağ kalmak bütün zorluk. Onların ölmemesi kurulacak taze cumhuriyet için, ileride doğacak bizler için o kadar hayati ki... Bu neslin hepsi kahraman bana göre. Bu insanlardan başka savaşın nimetini yiyenleri, iyisiyle kötüsüyle azınlıkların durumu da gördüğümüz Samsun'dan yurdumuzun bütün kaosuna bakıyoruz adeta. Musa, daha sonra Kurtuluş Savaşı başlarken bilinci kayıplarla, acılarla, sorgulamalarla dola dola İstanbul'da bir yetimler yurdunda buluyor kendini. Bir sürede o zamanki hükümetin ne yapacağını bir türlü bilmediği bir yurt dolusu şehit çocuğunun arasından izliyoruz savaşı. Musa burada yaşamak için bir güç buluyor kendine: Kitap. Yalnız okuduğu zaman bir gelecek görüyor, içi ışıkla doluyor. (Acı acılamaz, değiştirilemez değil mi Musa? Ama yerine başka bir şey koyulabilir.) Burada onları aydınlatan, motive eden, gizli Kuvay-ı Milliyeci öğretmenler var. (Bunca kötülüğün, acının yıkımın ortasında görüyorsun ki "başka türlü bir insan" da mümkün değil mi Musa? Bir öğretmenin bir çocuğu nasıl etkileyebileceğini biliyorum ben.) Nihayet taze cumhuriyet, bu çocuklar için de çareler buluyor yavaş yavaş onları çeşitli okullara, işlere sokuyor. Musa'nın yaşamı da başka yönlere akıyor. Bu zamana kadar kurtuluş mücadelemiz ile ilgili okuduğum kitapları bir kenara koyuyorum. Dinamo savaş içindeki "insan" ı anlatıyor. Ölenlerin ölmekle, ölmeyenlerin ölmemekle ne bedeller verdiğini anlatıyor. Atatürk'ün ve o fedakar insanların o büyük karmaşanın ortasında imkansızı nasıl imkanlı hale soktuğunu anlatıyor. Cumhuriyetimizin hem tanığı hem yazarı olan Hasan İzzettin Dinamo'yu unutmaya hakkımız yokmuş. Yazarının fikirleri yüzünden unutturulmak istenmiş bu gizli başyapıtlar. Fikriniz ne olursa olsun okuyun bu kitapları, tarihimiz ortak, acımız ortak, savaşımız ortak, kurtuluşumuz ortak. Benim de bundan sonra önerecegim ilk yazarlardan olacak Hazan İzzettin Dinamo.
Öksüz Musa
Öksüz MusaHasan İzzettin Dinamo · Heyamola Yayınları · 2005287 okunma
··
710 görüntüleme
Hakan okurunun profil resmi
Okunma sayısının kat kat artması gerekiyor... Memleketten ne insanlar geçmiş, bazılarını yeni yeni buluyoruz bazilarını bulamadık ve bazilarını da hiç bulamayacağız. Acı çekenler hep unutturulmaya çalışılıyor. Dinamo'nun cogu kitaplarının basimı yok. Çogu kitapçıda satılmıyor. Cogu yerde konusulmuyor. Çok hakkı yenmis ve hâla hakkı yenilmeye devam eden bir yazar. Tanıtmak, okutmak boynumuzun borcu... kaleminize sağlık.
Gönül. okurunun profil resmi
Çok haklısınız. Çok çok yazık olmuş. Sadece bu son bir yılda o kadar çok degeri bilinmemiş yazar okudum ki. Kimbilir daha kimler gizli o kuytularda. Türk dili edebiyatı mezunu olarak benim çok geç okudum bir yazar oldu. Bundan sonra ilk önereceklerimin arasında artık. Dinamo'yu okumadan Türk edebiyatı eksik kalır kanısındayım çünkü.
1 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Çınar Kartal okurunun profil resmi
Yorumunuzu çok beğendim, elinize sağlık. İmcelemenizi paylaşacağım izninizle. Okumaya geç kaldığım kalemi harika bir yazar. Mutlaka okunmalı
Gönül. okurunun profil resmi
Teşekkür ederim. Ben de geç tanımış bir okur olarak daha fazla okunmasını çok isterim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.