Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

A Little Boy Lost/Küçük Bir Oğlan Kayboldu
Nought loves another as itself Nor venerates another so, Nor is it possible to Thought A greater than itself to know: And Father, how can I love you, Or any of my brothers more? I love you like the little bird That picks up crumbs around the door. The Priest sat by and heard the child, In trembling zeal he siez’d his hair: He led him by his little coat: And all admir’d the Priestly care. And standing on the altar high, Lo what a fiend is here! said he: One who sets reason up for judge Of our most holy Mystery. The weeping child could not be heard, The weeping parents wept in vain: They strip’d him to his little shirt, And bound him in an iron chain. And burn’d him in a holy place, Where many had been burn’d before: The weeping parents wept in vain. Are such things done on Albions shore. Tercümesi: Kimse kendi gibi sevmez bir başkasını, Kendi gibi saygı duymaz bir başkasına, Mümkün değil Düşüncenin kendisinden Daha büyük bir şeyi tanıması: Daha fazla nasıl sevebilirim Baba, Seni ya da kardeşlerimden birini? Kapı önünde kırıntı toplayan Küçük kuş gibi seviyorum seni. Yakındaydı Rahip, çocuğu duydu, Gayretkeşlikle yapıştı saçına: Küçük ceketinden tutup sürükledi: Herkes hayran oldu bu Rahipçe ilgiye. Ve yüksek sunakta dikilip Rahip, Dedi, Bakın hele küçük ifrite: Akıl öğretmeye kalkıyor yargıca Bizim en kutsal Gizemimizi. Ağlayan çocuğu kimse duymadı, Ana babası boş yere ağladı: Yırttılar da küçücük mintanını, Demir zincirle bağladılar onu. Ve kutsal bir yerde yaktılar onu, Pek çoğunu yaktıkları yerde: Ana babası boş yere ağladı. Albion kıyısında olur mu böyle.
Sayfa 106
·
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.