Hepsi birazcık da
para biriktirip, iç topraklardaki memleketlerine dönmeyi düşünüyordu.
Fakat gemiden inip
Hakodate ya da Otaru kentlerine ayak basıp çalışmaya başlayınca,
ayakları pirinç kekine saplanmış serçe
misali çırpındılar.
Sonunda, tıpkı “doğdukları günkü” gibi çırılçıplak
soyulup sokağa atılmış buldular kendilerini.
İç topraklardaki memleketlerine dönemezlerdi.
Onlar da, kimselerinin olmadığı karlı Hokkaido'da “o seneyi atlatmak”
için üç otuz paraya
bedenlerini “satmak"
zorunda kaldılar.