Diktatörlükle yönetilen bir devlet düşünün. Yaptığınız her şeyde adım adım izleniyorsunuz. Sokakların her köşesinde kameralar, ekranlar, “Büyük Birader sizi izliyor” yazan posterler var. Evlerinizde bile hükümetin dağıttığı “Tele-ekran” diye adlandırılan televizyonlar var. Hükümet ne isterse onu izliyorsunuz, bu ekranlar kameralı ve günün 24 saati siz de izleniyorsunuz. Evinizde bile özgür değilsiniz. BU ÜLKEDE DÜŞÜNMEK YASAK. Eğer 10 saniyeden fazla bir yere baktıysanız “Düşünce Polisi” olarak adlandırılan sistemin tuzağına düştünüz demektir. Düşünme özgürlüğü diye bir şey yok. Hükümet ne isterse onu düşünüyorsunuz. Hükümeti eleştiremezsiniz. Hükümeti sevmek zorundasınız. Hükümete düşman olan herkese düşman olmak zorundasınız, aksi taktirde hain olursunuz.
Kendisini Büyük Birader olarak tanımlayan bu diktatör sonsuz güce ve kudrete sahiptir. O hiç yanılmaz, o her şeyi doğru bilir. Tek gerçek tanrı hükümettir! O halkının efendisi ve yaratıcısıdır. “Bizden önce bu devlet çöplüktü” diyerek her zaman halkını arkasına alır.
Okullarda, kitaplarda, dergilerde ve gazetelerde her zaman sadece hükümetin sözü geçer. O ne isterse, insanlar onu öğrenir. Bu yüzden gerçek olan şey ne hiçbir zaman bilinemez.
3 yıl önce yaşanmış bir olay bile bir anda hiç yaşanmamış kabul edilir ve herkes bunu onaylar. Olaylara dair tüm kanıtlar ve belgeler silinir. Hükümet sırf buna dair kocaman bir şirket bile kurmuştur. Tarihi istedikleri gibi değiştirebilmektedirler. Kitapta tam olarak şöyle bir alıntı geçmektedir, “Belki de Napolyon diye biri hiç var olmamıştı!”
Bu devlet öyle bir devlet ki halkın tek yaşama amacı, hükümetin devamlılığını sağlamak.
Aşık olmak yasak. Sevmek yasak. Seks yasak. Cinsel birliktelik sadece çocuk yapmak için kullanılabilir. Çocuklar da sadece hükümet yanlısı olarak eğitilir ve hükümete çalışmak zorundadır.
Evleneceğiniz kişiyi bile hükümet belirler! Sırf aşık olmasınlar diye en uyumsuz çiftleri bir araya getirirler. Böyle nefretin hakim olduğu bir ülkede yaşayabilir miydiniz?
Kitaptaki en sevdiğim alıntı, “Bilinçleninceye kadar ayaklanmayacaklar, ayaklanmadıkları sürece de bilinçlenmeyecekler.”
1984, George Orwell.
·
37 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.