Gönderi

768 syf.
7/10 puan verdi
·
11 günde okudu
A Court of Silver Flames ~ #kitapyorumu *alıntı* "So Nesta had become a wolf. Armed herself with invisible teeth and claws, and learned to strike faster, deeper, more lethally. Had relished it. But when the time came to put away the wolf, she’d found it had devoured her, too." •ACOSF, Dikenler ve Güller Sarayı serisinin dördüncü ve Nesta'nın hikayesini anlatan kitabı. Nesta, başına gelen olaylar yüzünden kendi kendini yıkıma sürüklemektedir ve ailesi de bunu engellemeye çalışır. Yani bu kitapta tamamen Nesta'nın bakış açısını, düşüncelerini ve duygularını okuyoruz. •Açıkça söylemeliyim ki bu kitaptan beklediğim tadı alamadım. Gerçekten çok başka olaylar ve durumlar bekliyordum, Nesta'yı sevmeye hazırdım ve kollarımı iki yana açıp kitabı kucaklamak istedim. Ancak hiç de öyle şeyler olmadı ve ben bir süre durup bunu sorgulamak zorunda kaldım. Nesta'yı önceki kitaplarda seven birisi değildim ancak Maas'ın kalemiyle onu da seveceğime olan inancım tamdı. Peki sevdim mi? Kısmen evet ama sanki yazar genel olarak Nesta sevmeyenlerin düşüncelerini değiştirmek için zorlamış gibiydi. Diğer kitaplardaki hareketlerine göre karar vereceğim artık •Sarah J. Maas popüler edebiyatta benim favori yazarım. 3 serisinden ikisini okuyup bitirdim ve gerçekten kalemine ve kurgularına bayılıyorum. Diğer kitaplarını o kadar çok sevmişken nasıl oldu da bu kitapta böyle hislere kapıldım anlayamadım. Nesta'nın düşüncelerini tabi ki okumamız gerekiyordu, sonuçta onun kitabı, ama serinin akışına etki edecek doğru dürüst bir olay bile olmadı. Yani karakter gelişimi görmek tabi ki beni mutlu etti ama 768 sayfalık kitap için biraz sönük kaldığını düşünüyorum. •Nesta'nın hem yeni arkadaşlarıyla hem de Cassian'la olan ilişkisini çok sevdim. Yavaş yavaş ilişkileri güçlendi ve okuması daha da keyifli oldu. Yeni gelen karakterler Gwyn ve Emerie'ye ise bayıldım! İkisi de seriye çok güçlü bir giriş yaptı. Onları diğer kitaplarda da okumak için sabırsızlanıyorum. •Açıkçası Nesta'yı sadece Feyre'nin gördüğü gibi görmek yerine bu kitapta kendi açısından okuyarak daha iyi tanımış olduk. Kendi yıkımının boyutlarını, davranışlarının arkasındaki düşünceleri görmüş olduk ancak bu demek değil ki onu haklı buluyorum. Hayır, aksine daha çok sinir oldum çünkü düşünceleriyle davranışlarının birbirine uygun olmasını çok isterdim. Madem o kadar 'güçlü' bir karakter, biraz da olgun davranmasını beklerdim. Kendisi bu kitapta çok güçlü, aşırı güçlü bir karakter olarak gösterildi. Yani resmen herkesi dize getirdi ama daha güçlerini kontrol etmeyi bile öğrenmemişti. Burada da büyük bir mantıksızlık olduğunu düşünüyorum. Sanki bu kitap sadece Nesta'yı aileye kazandırmak için yazılmış gibiydi. •Kitabın ilk yarısı durağan geçti. Nesta'nın karakter gelişimi yavaş yavaş gerçekleşiyordu ve bu kısımda Gwyn ve Emerie ile arkadaşlık kurmasını, Cassian'la arasında olanları okumak keyifliydi ama önceden de dediğim gibi bu ilk yarıda fazlasıyla sıkıldım. Sonraki yarıda ise bu yavaş gelişme olayı birdenbire kayboldu ve kitabın akışını allak bullak etti. Sanki olaylar olmuş da okuyucuya aktarılmamış gibiydi. Nesta'nın arkadaşlarıyla ve Cassian'la ilişkisi çok güzel yansıtılmışken diğer herkes figüran durumuna düşmüştü. Yan karakter bile değil resmen figüran. Keşke ailesiyle(özellikle Feyre ile) olan ilişkisini de arkadaşlarıyla olduğu gibi yavaş yavaş ve daha çok okuyabilseydik, o zaman kesinlikle daha güzel olurdu. •Aynı zamanda Nesta içten içe kendisini gömerken herkesin onu 'kraliçe' diye yüceltmesi de çok gözüme battı. Kitabın ilk %60'ında ciddi anlamda sıkıldım. Ancak geriye kalan bölümleri okumak gerçekten çok zevkliydi. Sonu beni şaşırtmayı başaramasa da gayet etkiledi ve kendisine + puan kattı. O kadar kötü şeylerden bahsettim ama sevdiğim kısımlar da tabi ki vardı. Kadın karakterlerin güçlenmeye başlamalarını, travmalarıyla(özellikle Gwyn ve Emerie'nin) baş etmeye çalışmalarını ve birbirlerine destek olmalarını; Cassian'ı daha yakından okumayı, ailesini çok sevmesine rağmen sevdiği kadına destek olmayı bırakmamasını; bir de Feyre'nin olduğu tüm kısımları çok sevdim Bilemiyorum yani dediğim gibi kitaptan beklentim çok başkaydı, bir sürü de teorim vardı ama hiçbirine kavuşamadım. Yine de o özlediğim karakterlerin isimlerini görmek bile beni neşelendirdi ve kitabın sonu da beni diğer kitapları çıktığında hevesle okumaya teşvik etti. Umuyorum ki yazar sonraki kitapta özüne döner ve daha güzel eserlerini okuruz.
A Court Of Silver Flames
A Court Of Silver FlamesSarah J. Maas · Bloomsbury Publishing · 2021912 okunma
·
285 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.