Jack London’un hayatının tamamını değil ama çoğunlukla paralel olduğunu bilmeden okumaya başladım bu kitaba. Okudukça karakterin azmine, sabrına, kendini geliştirme hırsına hayran oldum. Kendini fark edip kendini geliştirmek için yılmadan, zorlukların üstesinden gelen, hayalleri için aç kalan, tüm gün ağır koşullarda çalışan böyle insanlar artık kaldı mı bilmiyorum. Ama okudukça umarım hak ettiğini alır diye heyecanla okudum. -Spoi- neyseki geç de olsa hak ettiğini elde edip insanlığın o çirkin yüzünü daha da acı gerçekleriyle görüyor. Kendisi de söylüyor: aç iken yüzüme bakmayıp şimdi herkes yemeğe çağırıyor diye.. paranın insanları nasıl çirkinleştirdğini de güzel eleştiriyor. Sonra bu çirkinlikler içinde malesef ki hayat sevincini kaybediyor. Keşke sonu böyle hüzünle bitmeseydi ama hayata dair güzel çirkin her şeyi bulabileceğiniz değerli bir eser olmuş. Karakterin tek sevmediğim yönü de kendisini geliştirirdikten sonra küçümseyici bazı tavırlarıydı ama çok göze batmıyordu yine de. Klasiklerden uzak dursam da artık, bu kitap okunması gereken klasiklerden...

Martin EdenJack London · Kenta Yayınevi · 201091,7bin okunma

·

1 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Mardukbooks