Ne zamandır çerezlik kitaplar okumuyordum. Elime alınca da bırakamıyorum, bu kitabı 8 saatte bitirmişim :) kitap psikolojik bir gerilim türü. Hem de ne gerilim. Okudukça merak ettiriyor. Tabi tahmin edilebilen yerleri oluyor. Bazı yerleri çok saçma geliyor ama gene de okutturuyor kendini. Baya akıcı yazılmış.
Konu olarak da şartlı tahliyeyle salıverilmiş bir kızın iş ararken yatılı olarak temizlik ve yemek işi için kaldığı evde her şeyin güllük gülistanlık görünürken aslında öyle olmaması ve sonuçları anlatılıyor. Psikolojik olarak takıntılı bir insanın aslında yetiştirilirken ona yaşatılanı yaşattığına değinilmesi iyiydi. Fakat çok kolay insana işkence edebilmek ve öldürmek, polislerin ölümü normal görüp üstünü kapatması gibi mevzuları çok basit ve saçma buldum. Yani bu kitap o kadar övülmüş ki bunları görünce yine abartıldığını düşünüyorum. Tamam akıcı bir şekilde içine alıp okutturuyor ama abartılacak da bir yanı olduğunu düşünmüyorum. Tabi tarzı sevenlerin beğeneceğini düşünüyorum. Devam kitabı da varmış, hatta bu kitaptan daha iyiymiş deniyor ama konuya aşina olunca o kitapta da benzer şeylerin okunmaya gerek olduğunu düşünmüyorum. Bana bir kitabı yetti.
Arabanızda bir ay yaşadıktan sonra hayattaki bazı
küçük şeylerin önemini anlarsınız. Tuvalet. Lavabo.
Uyurken bacaklarınızı düzleştirebilmek. En çok da
sonuncusunu özledim.
Evet bu kitaptan sonra biraz bilim kurguya ara vermeliyim sanırım, yazarın üç kitabını peş peşe okuyunca bir doyum yaşatmadı değil :) yazarın hayal dünyası o kadar büyük ki okudukça hayran kalıyor insan. Bu kitabında da yazar bir dünyalı bir insanın gelişen teknolojilerden sonra sahip olduğu gemi ile sürekli yaptığı uzay yolculuklarını anlatıyor. Bazı bölümleri de mizahi şekildeydi o yüzden gülerek maceraları okuyorsunuz. Bir yandan da dünyanın geçmişine dair olabilecek senaryoları da araya sıkıştırmamış değil, gözümden kaçmadı. Yapılan yolcukluklar yeri geliyo gemide geçiyor, zaman sıçramaları yaşanıyor, yeri geliyor farklı gezegenlere inilip onların yaşamları anlatılıyor ama bu yaşamlar çok değişik işte bu noktada yazara hayran kalıyorsunuz, yeri geliyor geçmişe gidilip dünyanın geçmişi değiştirilmeye çalışılıyor ve burda da eskiden bilinen tanrıların kim olduklarına dair ipuçları veriliyor. Burda başka gezegenlerde yaşayanların yaşamları ve fikirleri anlatılınca onların gözünden insanları görmek, empati kurmak da güzel oluyor. Yine yeri geliyor din konusuna çok güzel değiniliyor. Yani çok kaliteli güzel bir bilim kurguydu. Tavsiye ederim.
Yıldız GüncesiStanislaw Lem · İletişim Yayınları · 2001149 okunma
“Beyin yıkamak," dedi Peder Drag, "tıpkı gözle görülür zincirlerle vücudu bağlamak gibi, görünmeyen zincirlerle ruhu bağlamaktır. Düşünceler el yazısı mektuplar gibidir ve beynin yıkanması başka semboller yazsın diye eli tutmaya benzer. Bu açıkça zor kullanmadır.”
“Dine sonsuza kadar geçerli olacak bir biçim kazandırmak mümkün değildir, zihnin sürekli olarak inanacağı bir dogma yoktur. Geri çekilme taktikleriyle, dolambaçlı yorumlamalarla Kutsal Kitap'ı yirmi beş asır boyunca koruduk, ama sonunda yenik düştük.”
“Tarih boyunca zihin çeşitli Tanrı modelleri yaratmıştır, her birinin tek ve asıl doğru olduğunu iddia etmiştir, ama bu bir hatadır, zira bir model yapmak kodlaştırmak demektir ve kodlaştırılan bir gizem, gizem olmaktan çıkar. Dogmalar sadece uzun uygarlık yolunun başında ebedi görünür. Başlangıçta Tanrı'yı Öfkeli Baba, sonra Çoban, sonra da yarattıklarına tutkun olan bir Sanatçı olarak hayal ettiler; dolayısıyla insan sırasıyla terbiyeli bir çocuk, söz dinleyen bir koyun, son olarak da büyülenmiş bir seyirci rolü oynamak zorunda kaldı. Ama Tanrı'nın dünyayı, yarattıkları sabahtan akşama önünde eğilsin diye yarattığını düşünmek; Tanrı'nın insanları, onlar Bu Dünya'yı beğenmeyip Öte Dünya için yatırım yaparcasına O'nu sevsinler, ve sanki O, dinmeyen alkışlar ve hayranlık dolu sözler karşılığında tekrar sahneye çıkan bir virtüoz misali, asıl numarasını ölüm perdesinin inmesine saklıyormuş gibi kendisine dua etsinler diye yarattığını düşünmek çocukçadır. Bu teatral teodesi şekli karanlık ve uzak geçmişimizde kalmıştır.”
“Çektiğim bütün zorluklara ve acıya rağmen sonuçtan memnundum, zira elektronik beyinlerin doğaları gereği ahlâklı oldukları yolundaki inancım, yeniden canlanmıştı. Evet, düşününce, sadece insanın alçak olabileceğini bilmek rahatlatıcı bir şey.”