Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

270 syf.
9/10 puan verdi
“Hayat hiçbir şey değildir, itina ile yaşayınız.”
“Bir hapsedilmişliği başka bir hapsedilmişlikle göstermek, gerçekte var olan herhangi bir şeyler göstermek kadar mantığa uygundur.” Daniel Defoe Öncelikle size kitapta yer alan tarihin en ölümcül salgınlarından biri olan vebadan daha doğrusu Hıyarcıklı Veba’dan kısaca bahsetmek istiyorum. "Kara ölüm" olarak da bilinen ve Orta Çağ Avrupası’nda on milyonlarca kişinin hayatını kaybetmesine neden olan ve en yaygın görülen veba türüdür. Hastalığa neden olan “Yersinia Pestis” adlı bakteri, genellikle lenf düğümlerinde çoğalmaya başlar. Dolayısıyla, bu veba türünde, kasık, koltuk altı ve boyunda bulunan lenf bezlerinde ağrı ve akabinde şişmeler; ateş, baş ağrısı, yorgunluk, halsizlik hastalığın diğer belirtileridir. Bubonik Veba ilk olarak temmuz ayı başında Moğolistan'ın batısındaki Hovd eyaletinde dağ sıçanı yiyen iki kardeşte görülmüş. (Böyle yenmesi gereken yiyecekler aksine yenmemesi münasip yiyecekler yerseniz diye başlamak istemiyorum ama ne yazıkki öyle işte görünen köyde kılavuz istemiyor, yemeyin abi öyle her önünüze geleni sonra ceremesini bütün dünya çekiyor!) Veba, Yersinia pestis isimli bakteri tarafından meydana getirilen, öncelikle vahşi kemirgenleri etkileyen, insanlara ve diğer hayvanlara pirelerle yayılan, bulaşıcı ve öldürücü bir hastalıktır. Şimdi gelelim Absürdist’imiz Camus’ünün en bilinmeyen ama bilinmesi gereken, en ünlü olmayan ama en ünlü sıfatını da hak eden, ‘yaşamayan bilemez’ diyerek empati kurmaya hayli müsait o esere yani Veba’ya.. 1947 yılında yayımlanan ve onun –Veba’nın- distopik dünyasını keşfetmeye çağıran bir kitap. Cezayir’in Oran kenti, sene 194.. Nedeni bilinmeyen, sürekli artarak devam eden fare ölümleri.. Akabinde insanlarda aniden ortaya çıkan ağrı, ateş, koltuk altı ve kasık bölgelerinde iltihaplı şişlikler ve trajik ölümler.. Kısacası insanları kolay kolay bırakmayacak olan ve uğradığı yerden de eli boş dönmeyen o acımasız salgın. Rahip Paneloux bu salgının insanların işledikleri günahların bedeli olarak görürken Dr. Rieux ise bunun ilahi bir ceza değil tedavisi bulunması gereken ve tedavi edilerek yok olacak bir salgın olarak betimlemesi. Şehir kapanır, karantina süreci başlar. Karantinadan çıkanlar vebayı kurutmak için evlerini ateşe verir, yetkililer sıkıyönetim ilanı ederler. Tabutlar azalmış, kefen bezi, mezarlıklar kimseye yetmez olmuştur. Kadın ve erkek ölüler üst üste konup, derin çukurlara gömülüp üzerlerine kireç dökülüp toprağa gömülmektedir veya ölüler fırınlarda yakılıp denize atılmaktadır. Veba yüzünden dostluk duygusu, vefa, sevgi ve aşk ortadan kalkmıştır. Sonuç olarak bu salgınla savaşan insanlar tedavi yolunu bulmuş ama onlar da yakınlarını kaybetmişlerdir. Bu romanın sert, cesur gerçekçiliği, Camus’nün dürüst tarzının efsanevi ve ayırt edici yanı sıra insan karakterindeki içsel kusurları tasvir etme eğilimindedir. Veba, hem insanlığın yiteceği, söneceği karanlık derinlikleri hem de en kötü durumlara yerleştiğinde ortaya çıkabilecek radyal yüksekleri araştırıyor. Bu roman, Camus’nün “isyan döngüsünün” bir parçası olup, sonu ne kadar kaçınılmaz olursa olsun insanlığın ölümle mücadelesinin asaletini canlandırmaktadır. Veba’nın temalarının evrenselliği, romanın bugün hâlâ canlılığına koruduğuna işarettir. Bu kitabı okumamız lazım sağlık çalışanlarının hele ki kahraman Doktorlarımızın bir nebze olsun empati kurabilmek, onlara saygı göstermek ve zaman zaman da çaresizliklerini hissetmek, işlerinin ne kadar zor, tanı koyup tedavi edebilmelerinin ne kadar güç olduğunu anlayabilmek için, okumamız lazım hastaların acılarına da ortak olabilmemiz için, okumamız lazım birlikte bu günleri de atlatıp rahata, huzura ve en önemlisi sağlığımıza kavuşacağımız o masmavi günlerin geleceğinden şüphe etmeyerek.. "Mutluluk, bir yerde ve her yerde hiçbir şey beklemeden dünyayı, insanları sevmektir." KİTAP DOLU GÜNLER..
Veba
VebaAlbert Camus · Can Yayınları · 202020bin okunma
··
2.805 görüntüleme
Mustafa A. okurunun profil resmi
"Şimdi gelelim Absürdist’imiz Camus’nün en bilinmeyen ama bilinmesi gereken, en ünlü olmayan ama en ünlü sıfatını da hak eden, ‘yaşamayan bilemez’ diyerek empati kurmaya hayli müsait o esere yani Veba’ya" kesinlikle bu cümlene katılıyorum. 👏Güzel ve doyurucu bir inceleme olmuş. Ellerine sağlık.
Demet okurunun profil resmi
Yorumunuz beni çok mutlu etti hocam, beğenmenize sevindim.Teşekkür ederim. 🙂
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.