Tanımadığım bir şehirde gece vakti gezerken pencerelere bakarım. Bir evin ışığı yanıyorsa, duvarlarında bol kitap varsa; "Bu bizden biri" diye düşünürüm.
Onun hangi milletten olduğu, ne iş yaptığı, kadın mı erkek mi olduğu hiç önemli değildir. Aynı kabileden olduğumuz duygusu uyanır içimde. Kapıyı çalsam o insanla kitaplar sayesinde diyalog kurabiliriz. Kitap okumayan, kitaba hayatında fazla yer vermemiş biriyle ne konuşabilirim ki?
-Alıntı
Gerçekten de savaşlar, sahip olma dürtüsüyle birlikte başlamıştır. İlk savaşlar, avcı kabilelerin tarımla uğraşan gruplara saldırması biçiminde görülürdü.