İşçi Sınıfı Bilimi için de hürriyet vardır. Ama bu hürriyet ne bir puttur, ne de egemen sınıfın kuklası... Bizde hürriyet:
“ZORUNLULUKLARI BİLİNCE ÇIKARMAK”, yani bir şeyin kaçınılmaz olduğunu kavramaktır. Mesela bir işçi, sınıfının
kurtuluşu için, devrim denilen bir savaş lazım, sınıf savaşını
idare etmek için de, başta Sosyalist Parti gibi bir Genelkurmay
Örgütü lazım diye düşünür de, Sosyalist Partiye girerse, devrimin DEMİR DİSİPLİNİNE seve seve boyun eğer. Fakat aynı işçi, burjuva ordusunda, kapitalistlerin halkı ve yabancı rakiplerini ezmek için zart zurta uğradığı zaman, işin içyüzünü anladı mı, asker disiplininin esirlikten beş beter olduğunu duyar. Cuma günü karanlık bir evde toplantı “olacaksa”, kırda gezeceğime oraya giderim. Fakat, toplantı zorunluluğu olmadan, polis beni o gün karanlık bir yere kapatırsa: hürriyetim elden gitmiştir, esirim