Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

104 syf.
8/10 puan verdi
·
4 saatte okudu
Dostum Hakan'a...
YouTube kitap kanalımda Hakan Sarıpolat'ın Cıs kitabını önerdim: ytbe.one/o73ZS-Wrw04 4 yıl önce "Eskiden buralar hep dutluktu" diyebileceğimiz sessiz sakin zamanlarda, almışım başımı hunharca Stefan Zweig okuyorum. Ama ne okuma... Satranç'lar, Korku'lar, Gömülü Şamdan'lar... Bütün kitaplarını bitirmeye ant içercesine okuyorum resmen. Sonra geliyor https://1000kitap.com/HakanS adında ve zamanında profilinde Kafka resmi taşıyan anonim bir adam şu yorumu yapıyor: #15633875 Be adam, iyi de, sen kimsin? Gelmiş bana Zweig şöyledir, Zweig zayıftır diyerek caka satıyorsun. Daha profiline kendi fotoğrafını bile koymamışsın, bir de okuma serüvenimi ve heyecanımı baltalıyorsun. Yorumunda da utanmadan bana "Proust, Dostoyevski, Kafka, Conrad, Cortazar, Musil, Goethe, Cervantes, Moliere..." gibi isimler sıralayıp dediklerine anlam vermemi bekliyorsun. Peh... Kimdi bu https://1000kitap.com/HakanS ve ne istiyordu benden? Yorumun üzerinden birkaç gün geçtikten sonra Splinter Cell misali bir gizlilikle bu anonim adamın yazdığı yazarlara bir bakayım dedim. Proust, Kafka, Musil... Kim ola ki bunlar? Yani gerçekten bana Stefan Zweig'ın yaşattığı içselleştirmelerin daha iyilerini yaşatabilecek yazarlar mıydı bunlar? Gel zaman git zaman, Dostoyevski'nin, Kafka'nın, Proust'un, Cervantes'in bütün kitaplarını belki de bu yorum sayesinde okudum. Hakkari'de Bir Mevsim kitabındaki bir mevsim oldum Hakan sayesinde. Miguel Unamuno'nun Sis'inin içinde ben de bir bulanıklık beğendim kendime. Alıntılarla yaşadığım YouTube kanalıma ilham olan Niteliksiz Adam kitabını bu adam sayesinde tanıdım. 500 küsür okuduğum kitap arasında en üst sıraya koyduğum kitabın incelemesinin sonunda sadece 1 kişinin ismine yer verdim: #27851573 İstanbul'da buluştuk sonra, Unamuno'yu, Sis'i, büyülü gerçekçiliği konuştuk. Dedim, bu adam yazar, yazmalı. Zaten yazıyormuş da... Ama yazarsa da büyülü gerçekçilik yazmalı. Tuhaf olan sıradanlaşmalı. Anormal olan normalleşmeli. Öyle bir yazmalı ki batıl inançlarla bizim bildiğimiz ve tekinliğine inandığımız gerçeklik karışmalı. İnsanlar ne olduğunu şaşırmalı. Sadece benim değil, binlerce insanın kalbine "Cıs" etmeli dedim Hakan. Bir de ne göreyim! 1,5 ay önce Twitter profilinde "İlk öykü kitabım "Cıs" haftaya İthaki Yayınları'ndan çıkıyor" yazısı. Hoppala! İşte haber dediğin böyle olur. Beni bir heyecan bastı, bütün okuma serüvenimi derinden etkilemiş ve hayatımın en tepesine koyup kimliğimi baştan aşağı değiştirmiş yazarlarla tanışmamı sağlayan o anonim adam sonunda kitap çıkarıyor. Vay annesini... Hemen Cıs'ı okumam gerekiyordu, aldım elime, kapağında ağzını açmış bir vahşi hayvan, üstünde yıldızlar, altında tekinsiz bir orman, onun da altında o hayvanın pençesinin bıraktığı bir iz gibi olan "cıs" yazısı. Tamam dedim, kitap daha okumadan içine alıyor okuru. Doğadan gelen ve geldiği yeri köleleştiren insanın çıkmazlarını anlatıyor dedim. Başladım okumaya. Kapağı çevirdim. Bir sarı sayfa. Anlamsız, ne diye koyarlar ki bu boş sayfaları buralara? Bir sayfa daha. "Hakan Sarıpolat. Kayseri doğumlu. Kaş'ta büyüdü. Anadolu Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenliği Bölümünden mezun oldu (...) 2019 yılında, Satılık Melek Tüyü isimli öyküsüyle Giovanni Scognamillo adına verilen GIO Öykü Başarı Ödülü'ne layık görüldü" yazıyor. Haydaa, bırak bu işleri dedim Hakan. Şurada iki öykü okuyacağız alt tarafı. Geç bu ödül muhabbetini falan şimdi. Bak Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar'ı da TRT Ödülü kazanmıştı zamanında, sonra adam anlaşılamamaktan öldü. Bir sayfa daha çevirdim. Kitabın künyesi. Bünyeye iyi gelir mi? Pek sanmam. Geç. Kimse okumuyor buraları. Kitabın çevirmeni de yok zaten. Yazar tek kurşun. Kendi diliyle. Kendi ülkesiyle. Kendi gerçekliğiyle. "Hepinize karşı tekim" diye bağırıyor doğada tek başına kalmış bir insanın haykırışı gibi. Bir sayfa daha çevirdim. Çıktı karşıma bir Marquez epigrafı. Öfff... Yine mi bir Hakan zırvası yoksa? Gerçekler, belleğin hayaletleri falan hala büyüyemedin. Bak Hakan, Marquez iyi bir yazardır ama edebiyatın bel kemiklerinden değildir. Proust, Dostoyevski, Kafka ... Bir sayfa daha çevirdim. İçindekiler. İlginç kelime. Kitabın anatomisi. Bu kitabın doktoru da Hakan işte. Edebiyat ameliyatçısı. Keşke diyorum bir insanla da tanışmadan önce onun "İçindekiler " kısmını görebilsek. Yazsa şöyle hangi hinoğluhinlikleri var, hangi şaklabanlıkları, hangi güzellikleri var. Ama yok! Neyse ki Cıs'ın İçindekiler'ini görebiliyoruz. Zincir, Satılık Melek Tüyü, Leyla Kokusu, Kuyruk Acısı, Kelebekler, Evde Unutulan Bir Çift Göz, Atlıkarınca, Cıs. Güzel. Bir sayfa daha çevirdim. "Kızım Meriç'e" Tatlı. Bir sayfa daha çevirdim. Öyküleri okumayı yarıladım derken sayfalar çevrile çevrile eninde sonunda kendi başına bir rüzgar etkisi yarattı. Bir de baktım kitap havalanıyor, elimden uçup gidiyor. Yakalayamadım! Kaldım "Cıs"sız. Yattım uyudum. Uyuduğum anda Cıs'ın "İlk Kitabın Günahı Olmaz İttifakı" tarafından sorgulandığını gördüm. Kısaltması İKİGOİ. İkigai değil miydi yahu bu? Hani şu Japonların uzun ve mutlu yaşam sırrı dedikleri şey... Yoksa Hakan Japon mu? İyi de ben bu adamı İstanbul'da gördüğüm zaman çekik gözlü değildi. Ya da Cıs, Hakan'ın uzun ve mutlu bir yaşam sırrı için doğayla ve gerçeklikle kurduğu bir bağ mıydı? Neymiş bu İlk Kitabın Günahı Olmaz İttifakı? Bir de baktım Cıs'ın karşısında Tutunamayanlar, Aylak Adam, İshak, Yaprak Fırtınası, Troya'da Ölüm Vardı'dan oluşan bir jüri. Bır bır konuşuyorlar. Biri diyor, evlat sen giderken biz o yollardan geri dönüyorduk. Diğeri diyor, dünya edebiyatı içerisinde büyülü gerçekçilik türünde yazılmış kitapların ilk örneklerinden biri benim, bir de gelip Cıs öyküsünü bana ithaf ediyorsun, sen hayırdır? Zorluyor da zorluyor İlk Kitabın Günahı Olmaz İttifakı, Cıs'ı. Elinde olsa "Ok Boomer" diyecek Cıs bütün hepsine ama saygısını koruyor büyüklerine karşı. Sonrasında uzaklardan bazı sesler geliyor. Anılar, hayal kırıklıkları, yaşanmışlıklar, insanın doğayla kurmaya çalıştığı yarım yamalak bağlar, doğayı köleleştirmeleri, köpek sesleri, çelişkiler, sahtelikler, doğallıklar, ilhamlar, kokuların sesleri bunlar. Cıs, bu seslerin hepsinden bir çorba yapıp içiyor. İlk Kitabın Günahı Olmaz İttifakı'ndan o anda geçer not alıyor ve Oğuz'un kendi gerçekliğine dönmesini sağlıyor. Karşımızda gelecek için çokça umut vaat eden yazarlarımızdan biri var diyor Oğuz. Zincir ile Kafka'nın "Kafesin biri, bir kuş aramaya çıktı." aforizmasını hatırlatan, Satılık Melek Tüyü ile büyülü gerçekçilikteki batıl inançların gerçeklikle karışmasını çok iyi anlatabilen, Cıs ile insanın geldiği yer olan doğa ile mücadelesini yine insanın içine tedirginlikle birlikte işleten. Evde Unutulan Bir Çift Göz ile işte, aradığım kafa tam da bu! dedirten. Keşke bu tip Cortazar misali uçuk hayal gücündeki öykülere devam etmesi gerektiği düşünülen... Eh, her şey iyi güzel de... Bu okur bu kadar şey yazıp neden 2 puanı kırıveriyor öylesine? Günah değil mi adama, hani ilk kitabın günahı olmazdı? Keşke diyor Oğuz, bazı öykülerin tuhaflıkları ile gerçeklikleriyle daha çok oynasaydı Hakan. Bak, Evde Unutulan Bir Çift Göz adında bıngıl bıngıl oynayan iki adet gözü kişileştirmiş, muhteşem fikir işte. Devam etsene bu tip öykülerden ara sıra. O gözlerden daha neler neler çıkar, benden daha iyi bilir Hakan. Tuhaf olan daha çok tuhaflaşsın, sıradan olan da bazen daha çok sıradanlaşsın belki. Biliyorum, öykü yazmak daha zor bir iş fakat bazıları tam en can alıcı yerinde bitmiş gibi hissettirmesin. Faruk Duman'ın öykü biçimi oluşturma tekniklerinde anlattığı gibi genel simetriye ve sonların vuruculuğuna biraz daha dikkat etsin. Zincir, Satılık Melek Tüyü, Evde Unutulan Bir Çift Göz ve Cıs öykülerinin başarısını alıp diğer öykülerini de katmanlandırıp daha nice seyahatlere götürsün. Dil oturmuş, gözlemler oturmuş, kurmaca daha iyi olacak. E daha ne? Belli bir zaman sonra, bu sitede yer alan ve benim çok değer verdiğim bir insanla tartışıyoruz. Hakan Sarıpolat ne kadar iyi bir yazardır? Ben diyorum ki; Hakan Sarıpolat çok iyi bir yazardır ve bildiğimiz kurguların bitişini müjdeleyen, insanın düşman olduğu doğayı onla kavuşturan ender insanlardan biridir. Özellikle Cıs kitabı okunmalıdır. Ne demek istediğimi anlaman dileğiyle... Ulan ne şımarık okurmuşum ben de! Adam yatsın kalksın, yediği içtiği düşüncelerinden hiç ayrı gitmesin, yıllarca bu kitabın içindeki öyküleri yazmak için uğraşsın, sen gel bu koskoca emeği 1 günde tüket. Olacak iş mi?
Cıs
CısHakan Sarıpolat · İthaki Yayınları · 2021368 okunma
··1 alıntı·
9,4bin görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
CEYLAN okurunun profil resmi
Neredeyse gözümden bir damla pıt edip düşecek. Harikasınız. Birbirine destek veren, geliştiren, güçlendiren iki arkadaş. Budur! İkiniz de hep yazın, var olun.
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Sitenin eski okurları birbirini çok daha iyi anlıyor. Eksik olma Ceylancım, sen de var ol. 🥳
M.Y. okurunun profil resmi
Kalemine sağlık Oğuz, öyle ince söz dağarcığın var ki ben de senin hakkında bu adam kitap yazmalı diyorum :). O güzel günleri göster bize sevgili dostum 🌸
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Bu yeterliliğe ulaştığımı düşündüğüm anda elbette. Çok teşekkürler arkadaşım 🤓
Eda Gülsar okurunun profil resmi
Mini bir öykü kıvamındaki yorumunuza bayıldım efenim. :) Büyülü gerçekçiliğin büyülü dünyalarında uçuşmayı seven bir okur olarak Cıs’ı da çok merak ettim ve listeme aldım. Okuryazmaz bir insan olan beni yorum yazmaya teşvik eden bu yoruma ve size bu yorumu yazdıran Hakan Bey’e teşekkürü borç bilirim. Sevgiyle, sağlıkla kalınız.
2 önceki yanıtı göster
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Değerli yorumunuz ve vakit ayırdığınız için ben teşekkür ederim, kitabı okumayı düşünmenize de sevindim 🤓
kitapçıkız okurunun profil resmi
Bayıldım yorumuna. Çok uzun yorumları okumam ama öyle bir başlamışsın ki dedim kesin gömecek yazarı bize de fatiha okumak kalacak.Amaa ters köşe.Aldım listeye.
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Bazen ters köşe iyidir :p Teşekkür ederim, kesinlikle okumalısınız
Havva ARSLAN okurunun profil resmi
Emeğinize sağlık 👏
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.