Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

224 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Çağ ve İlham'dan Bana Kalanlar
Sevgiyle aşılır bu dünya…” derken Karakoç, “Dünyayı sevgi kurtaracak “derken Dostoyevski, bizim için bu kadar zor olan neydi acaba diye düşünüyorum. Sevmek fiili bu kadar zor muydu? Sevgi ve devrim ikisi yan yana geldiğinde iğreti dururken bu kitapta hiç abes karşılamadım.O kadar normal ve yerini bulmuştu. İlk sayfalarda şu iki soruyu kafamıza iyice oturtuyorki sonraki söylediklerinde zemin sağlam bir sorgulamanın üzerine itina ile yerleşmek istiyor. Önce yerini açıyor, verili alan üzerine taşları dizmektense dibine doğru bir kazı.. 1-Batı zannettiğmiz gibi ilerlemeye devam mı ediyor! Ve Batı katlanarak ilerliyorsa hala, sorunları halledememiş bizler çok gerilerde kalmışız demektir! Öyle mi gerçekten? 2-Biz Batı’yı gerçekten iyi tanıyabiliyor muyuz yoksa ezberlediğimiz kodlarlarla kolaya mı kaçıyoruz? Böyle sorgulamalardan sonra elbette genel olarak korkuyla endişe ile yaklaştığımız değişime değinir Karakoç? Tam da aklıma gelen soruya cevap veriyor dersin? Madem iyice araştırıp kelimeleri doğru yere koymaya çalışacağız bu yıllardır kullandığımız bir kelime olursa, ilk adımı atma cesaretini nasıl kazanacağız. Zira değişimin bizatihi kendisi hem içerden hem dışardan müdahaleyle rahatsız edicidir. Değişimin bakış açısı ile başladığını söylüyor. Bu bakış açısının üç penceresi olduğunu, eğer bunlara bakışımız bir ahenk içerisinde olursa o zaman bütünlük ve huzuru yakalayabileceğimizi söylüyor. -Allah’a --kendisine -eşyaya bakışı.. Devam ediyor şüphe ve endişelerini muhatap alarak. Bir şeyleri değiştirmenin yolu hesaplaşmadan geçer. Vakıayla, olgularla, yeniyle, şimdiyle eskiyle her dem vurguladığı peşin hükümlerden kurtularak.. Bu çağda Müslüman kalmanın şartı olarak dahi bunları söylüyor. İnsanın değişimi birikimle olur diyor. “İnsan şuuruyla şuuraltıyla çalışıyor, hazırlanıyor, gün gelince adeta olgunlaşan meyve gibi şahsiyetinin yepyeni bir anlam kazandığını görüyor.” Bu benim çalışma ve sonucu arasındaki ilişkiyi zor kabullenişimdi. Çünkü bu hız çağında meyve de çabuk yetişmeliydi. “Değişmek için değişmeyi değil, değişmemek için değişmeyi nasib et.” 63 Yeni olan gelişmelerin zaman zaman değerlerimizi sarstığını buna kapılabilenlerin olduğunu görüyoruz, bazen de biz kendimizi bu durumda görüyoruz. Karakoç değerlerin sarsılışını yok oldukları anlamına gelmediğini, panik olmak yerine uyanık olmamız gerektiğini söylüyor. “Bilinç bir seçiş değildir. Seçişlerin, mihenk taşıdır.” diyerek de aslında bir hatamıza daha vurgu yapıyor. “Gerçek bir başkaldırı “Allah’a teslim oluşla mümkündür. Zira neye başkaldırıp neye teslim olacağını iyi bilirsin.” Karakoç'un nokta atışları ve düşüncelerini inancının temeliyle kurduğunun sonuçları. Bir öncekinde buna özellikle vurgu yapmıştı metafizik gerilim şartı diyerek. “İnsan bir durumalıcıdır.” Neye nasıl duracağını bilmenin yolu çok bilmekten mi geçer. Değerlerini sen mi belirliyorsun! Bilinçli olmak neyi nasıl seçeceğini bilmek ile alakalı. Detaylara takılmalı mıyız peki? Bütünle ilgili olduğu ölçüde önemlidir. O senin mihenk taşın.
Çağ ve İlham 2
Çağ ve İlham 2Sezai Karakoç · Diriliş Yayınları · 2017302 okunma
·
85 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.