Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Ah Sayın Kutlu ..
"- Sayın Kutlu bu macera kelimesi kelimesine 'Uzun Hikaye' adlı kitabınızda yer alıyor. Ancak oradaki fotoğrafçının adı Selami. Böyle bir tekrara düşerek yazdığınız metni bozduğunuzu düşünmüyor musunuz? - Yoo!. Olur böyle şeyler. - Nasıl olur? - Benim kahramanlar laf dinlemiyor. Bazen böyle kılık değiştirip yazdığım kitaba sızıyorlar. - Bu izah yeterli değil. Hikâyeyi zedeliyor. - Elbette. Ama siz şu sanat denilen şeyi fazla ciddiye alıyorsunuz. - Almayayım mı? - Alın ama ölçüyü kaçırmayın. - Nasıl yani? - Sanat da tıpkı şu yalan dünya gibi bir oyun ve eğlenceden ibarettir. Uydurma bir şey. Kendinizi fazla kaptırmayın. - Olmadı Sayın Kutlu. Sanatı bu kadar küçümsemeyin. - Küçümsemiyorum. Eğer inanıyorsak sanat hakikate giden yolda bize yardımcı olur. Kalbimizi açar, bizi merhamet ve şefkat sahibi kılar. Kâinatın kitabını, yani temaşayı öğretir. Güzelliğin farkına varırız. - Bunlar az şey mi? - Değil tabi. Ancak sanattan felsefeden dine diye bir tasnif yapılmış. - Yanlış mı? - Hayır. Felsefe ile sanatın yerini değiştirsek daha iyi, bana uyar. - Felsefe ne yapıyor? - Felsefe bize tefekkür etmeyi öğretir. Onunla iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan ayırmayı öğreniriz. Kur'an-ı Kerim' de 'Düşünmez misiniz, akletmez misiniz?' vurguları çok yapılır. Son durak dindir. - Sizce din nedir? - Din eşyanın hakikatına, hayatın mânasına vâkıf olmak. Hakk'ın rızasını kazanmak. Ona göre yaşamak. Din teslimiyet, Cenab-ı Hakk'a kul olmaktır. Din Âmentü'ye inanmaktır. O zaman bu sorular cevap bulur, karanlıklar aydınlanır. Bak yine hikâyeyi bırakıp vaaza başladık. Bu benim işim değil, bana bu sorularla gelmeyin."
·
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.