Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

528 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Kızıl İnsanın Sonu
Adım mı? Oktyabrina. Ekim Devrimi’nden gelir. Babam büyük bir komünistti. Lenin’e hayrandı. Onun portresini asmıştı evimize. Çok severdi onu, onun yaptığı devrimi bana isim koyacak kadar çok… Konuşalım, konuşalım çünkü bu gerekli. İsmimi saklamıyorum, direkt yayımlayın. Bugün her şeyi ortaya dökeceğiz. Benim ülkem yıkılalı 11 yıl oluyor, hayır, bu yeni kapitalist ülke benim değil. Olamaz. Benim ülkemde insanlar dilenmezdi. Öğretmenler açlık çekmezdi. İsraf olmazdı. Bugünse bunları ağlayarak seyrediyorum. Dün 84 yaşıma bastım, doğum günümü hatırlayan olmadı. Hepsi al-sat işlerinde, birer “biznesmen” (iş adamı) olmuşlar. Aile ilişkileri çöktü, yalnızlaştık. Kapitalizmin getirdiği özgürlük bizleri birbirimizden uzaklaştırdı. Eskiden çeşit çeşit sigaralar, renkli renkli sütyenlerimiz yoktu belki. Ama mutluyduk, yüzümüz gülüyordu. Arkadaşlarımdan öyle kötü şeyler duyuyorum ki… “Geçende kibar bir hanımefendi bir görüşme yaptı benimle. Beni ‘aydınlatmaya’ başladı, o zamanlar ne korkunç bir dönemde yaşadığımız konusunda. O kitaplardan okumuştu, bense orada yaşamıştım. Orada doğmuştum. O yıllarda. Ve bana ‘Siz köleydiniz,’ diye anlatıyor. ‘Stalin köleleri.’ Bacaksız! Köle değildim ben! Değildim!” (s.187) Çok üzüldüm bunu duyduğumda. Bizler isteyerek çalışıyorduk. Stalin’in kalkınma planına güveniyorduk. Kolektif çiftlikler kuruldu, kulak sınıfı dağıldı. Hayır köle değildik, aksine kulakların kölesi olmaktan kurtulmuştuk. “Stalin, Rusya’yı tahta pulluklu haliyle aldı, ama atom bombalı halde bıraktı…”(s.293) Sert miydi? Bana sorarsanız çok sertti. Ama Rus halkı sertliğe alışkın. Stalin’den önce de çar vardı, çok mu özgürdük? Ne derseniz deyin, Stalin olmasaydı Sovyetler Birliği, ABD’ye kafa tutamazdı. Güçlü ülke olmak için mücadele etmemiz gerekiyordu. Daha ne anlatayım, Sovyet yaşamı bende buruk bir anı. Sanki bir kitapta kaldı, geçmişte kaldı. Biz de orada kaldık belki… Şimdiki çocuklar bizimle dalga geçiyorlar, “bunak komünist” olduk artık… Belki komünizmin sonu geldi, kızıl insan bizimle birlikte ölecek. Ama belki Sovyet deneyinden ders çıkaracağız. Benim yaşım yetmez, göremem. Bu milyarlık haydutların ülkesinde öleceğim. Her şeye rağmen, az da olsa bazı gençler hâlâ Marx’ı okuyor. Birkaç ay önce, kız kardeşim aradı beni. Çok konuşmadığımız için şaşırdım, ama iyi ki aramış… Yaşlı da olsa insan umut istiyor. Komünizmin geri dönmesinden korkuyormuş, şöyle diyor: “11 yıl geçti… Torunumun odasına girince bir de baktım: Masasında Marx’ın Kapital’i duruyor, kitap rafında da Troçki’nin Hayatım kitabı var… Gözlerime inanamadım! Marx diriliyor mu? Ne bu saçmalık? Torunum üniversitede okuyor, bir sürü arkadaşı var, onların konuşmalarını dinlemeye başladım. Mutfakta çay içip Komünist Parti Manifestosu’nu tartışıyorlar… Marksizm yine yasal, trend, marka oldu. Che Guevara ve Lenin resimli tişörtler giyiyorlar. Hiçbir şey kök salamamış. Her şey boşunaymış.”* Bu yaşımda umut doldum, sevincimden saatlerce ağladım. Zafer marşlarımızı söyledim, Enternasyonal’i okudum. Marx’ın portresini öptüm. Belki çocukça, safça. Ama bizim istediğimiz de bu: saflık, mutluluk, kardeşlik. Anlatmam gereken bir şey daha var: Perestroyka.³ 1980’lerin başında duymaya başladık bu sözcüğü. Kimse anlayamamıştı sonumuz olacağını. Brejnev önermiş, Gorbaçov ise uygulamaya koymuştu. Amacı daha liberal politikalar ortaya koyup; özelleştirmelere gitmekti. Sosyalizmin işlemez olduğunu söylemişti. Biz de ona inandık. Özgürlük geliyor sandık, destekledik. Ah, bilmiyorduk ki işte… Piyasa serbestleşmeye başladı, McDonald’s bile geldi. Kuyruklara girdik… i.hizliresim.com/gQ5hpg.jpg Hoşumuza gidiyordu bu değişiklikler. Çok özeniyorduk Batılılara. Genç kızların çeşit çeşit elbiselerine… Ama bu kadar serbestleşmeye ordu dayanamadı, tankları sokağa döktü.⁴ O zamanki gözdemiz Yeltsin çıktı tankın tepesine, askere dur dedi. i.hizliresim.com/DcALkr.jpg Biz heyecanlandık, umutlandık. Döküldük sokaklara, engelledik tankları. Ama bu sonumuz oldu bizim. Sovyetler yıkıldı, özgürlük geldi sandık. Çeşit çeşit kot pantolon giyeceğiz, sigaralar içeceğiz dedik. Sakızlara bile özendik. Salam geldi ülkemize, salam! Süpermarket doldu ülkemiz. Her mahalleye bir süpermarket, ne güzel! Ama emekliler sadece göz gezdiriyordu raflarda. Salamın en ucuzunu alıyorduk, “köpek” salamı… Şu sıralar şöyle söyleniyor: “Eskiden paramız vardı, ürün yoktu. Şimdi ürün bol, paramız yok.” Bir sakıza sattık ülkemizi… Kandırdı bizi Gorbaçov, Yeltsin. Güvenimiz boşa çıktı. İnanabiliyor musunuz, yerlerde dilenci gördüğümde ağlıyorum hâlâ. Yoktu böyle bir şey, yoktu! Şimdi ise İsa’yı dirilttiler yeniden. Eğer öğretmenlerin maaşı sadece köpek salamına yetecekse, istemez İsa da Meryem de. Eskiden mutfakta konuşurduk. Tüm gizli sohbetlerimizi orada ederdik. Yönetimi eleştirirdik. 91’de bu mutfak sohbetleri bitti. “Mutfaktan sokağa çıktık ve orada da bizde fikir mikir olmadığı anlaşıldı, tek yaptığımız bütün gün oturup konuşmakmış.” (s.23) Sonunda özgürüz! Sovyetler yıkıldı, baskı bitti. Hepimiz açlıktan ölmeye özgürüz! Tabii kahrımızdan ölmezsek… Her şeye rağmen, ben umutluyum. Gençlerimiz bizi anlayacaklar, çektiğimiz zorlukları anlayacak, ona göre karar verecekler. Bizi yargılamayın çocuklarım, anlayın. Dilerim hepiniz Marx’ı okursunuz. Sosyalist bir dünyada görüşmek üzere… Oktyabrina Yugovicheva 26.12.2002 Böyle bir kitaba, sıradan bir inceleme yazmak istemedim. Dedim, neden bunu bir Sovyet emeklisinin gözünden yazmıyorum? Kitaptan edindiğim bilgileri ve haricinde birkaç internet sitesi kullanarak böyle bir kurgu hikaye yazmak istedim. Ama siz kurgu olduğuna bakmayın, anlattıklarımın hepsi gerçek. Fazlası var, azı yok. Üzülerek okudum kitabı… Farklı farklı insanların gözünden Sovyetler Birliği’nin çözülüşünü dinledim. Belki bu dağılış kızıl insanın sonudur ama belki de Yaşar Kemal’in dediği gibi, dünya sosyalizminin zaferidir. Bu deneyden ders alacağız, umudumuzu kaybetmeden ileri yürüyeceğiz. İyi okumalar. youtube.com/watch?v=2z5rMNH... *: Kurguya uyarlamak için alıntının üzerinde şu değişiklikleri yaptım: Birincisi 20 yılı 11 yıla düşürdüm. İkincisi oğlum kelimesini torunum kelimesine çevirdim. ¹ : youtube.com/watch?v=8l7wzzD... ² : se.edu/native-american... ³: tr.wikipedia.org/wiki/Perestroyka ⁴: tr.wikipedia.org/wiki/1991_Sovye... Not: Normalde Vikipedi’yi bir kaynak olarak görmem, ancak dönem hakkında kısa bilgi olsun diye bu linkleri bıraktım.
İkinci El Zaman
İkinci El ZamanSvetlana Aleksiyeviç · Kafka · 2016437 okunma
··
2.307 görüntüleme
Sultannn okurunun profil resmi
"Eskiden paramız vardı ürün yoktu. Şimdi ise ürün bol, paramız yok." Çekilen yokluk daha güzel anlatılamaz. Üniversitedeydim o sırada. Öğrenciler arasında çok tartışıldı. Kimisi bütün ümidini yitirdi. Kimisi tahmin edersin, zil çalıp oynadı. Ellerine sağlık güzel bir inceleme olmuş.
Emir okurunun profil resmi
Tahmin edebiliyorum... Teşekkür ederim hocam :) beğenmenize sevindim.
Freyja okurunun profil resmi
Çok akıcı, özgün ve bilgilendiriciydi. Ellerine sağlık. 🌻
Emir okurunun profil resmi
Teşekkür ederim, beğenmene sevindim 🙃☃️
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.