Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

192 syf.
9/10 puan verdi
·
11 saatte okudu
Hayatın Anlamını arayan Raci, bir gün bir mezarlıkta Aynalı Baba ile karşılaşır. Aynalı Baba ile kah Kaf Dağı'nın tepesine çıkar, Kah Anka Kuşunun kanatlarına... Yeri gelir Ejderhalarla, Perilerle karşılaşır, yeri gelir Karanlığın Efendisi ya da Nifak Cadısıyla savaşır. Yokluk tepesinde yokluğu, fark dağında farkı öğrenir. Yokluk Sultan'ının elini öper, Tecelli Şelalesinden su içer.. Budizmin öncüsüyle de, Zerdüşt ile de sohbetler eder. Evrende her şeyin aslında bir HİÇ olduğunu, insanların da bir HİÇ uğruna uğraşıp durduğunu öğrenir. 1910 yılında kaleme alınan eser boyunca, ruhun ve kainatın sırrı, hayatın anlamı sorgulatırken, o dönem ortaya çıkan metaryalist görüşe cevaben yazılmış bir eserdir. Ahmet Hilmi'ye göre bu soruların cevabını maddede aramak çok sığ bir düşüncedir ve insanı saadete ulaştırmada yetersizdir. Yazara göre bu soruların cevabını bulabilmek için, kainatta olan biteni anlamak ve hadiseleri doğru değerlendirmek gerekir. Yazarın kişisel olarak bütün fikirlerini kitapta bulmak mümkün. Tasavvufi ve felsefi bakımdan doyurucu, yazarın kalemine ve hayal dünyasına hayran olunası bir eser. Dindar bir anne tarafından yetiştirilen Raci, inancı kuvvetli iyi tahsil görmüş bir gençtir. Okulu bitirdikten sonra öğrenmiş olduğu bir çok bilgiye, araştırmaya, okuduğu kitaplara rağmen, bir türlü tatmin olamamış, öğrendiği bu bir yığın bilgiye rağmen ruhunu doyuramamıştır. Her bilgiden sonra kafasındaki sorular daha da artmış ve kendini şüphe ve sürekli bir huzursuzluk içinde bulmuştur. Küfür ile imanı, inkâr ile ikrarı, tasdik ile şüpheyi aynı anda yaşadığı inancındadır. Bu ikilikten ve diğer şüphelerinden kurtulmak için maddî ve mânevî ilimlerde ilerlemiş âlimlerle görüşür, çeşitli cemiyetlere girer çıkar, ancak derdine çare bulamaz. Günün birinde şehrin mezarlığında bir kulübede yaşayan, ney üfleyip gazeller söyleyen Aynalı Dede adında bir meczup ile karşılaşır. Bu meczup ile her gün hayalin derinliklerinde farklı yolculuklara çıkar. Döneminde metaryalist görüşün savunucuları tarafından fazlaca eleştiriye maruz kalan Amak-ı Hayal, hem tasavvufi hem de felsefi açıdan oldukça muazzam bulduğum bir eser oldu. İçinde bulunduğumuz pandemi döneminin de halet-i ruhiyesinden midir bilmem çok huzur bularak ve severek okudum. Yazar Konfüçyüs, Buda, Zerdüşt, Eflâtun, Aristo gibi fikir tarihi bakımından önemli şahısları felsefî özelliklerini ele almış, Kafdağı, anka kuşu gibi unsurları da masalsı ve destansı bir şekilde hikaye etmiştir. Bir yandan ney ve ud sesleri okuduğum Amak-ı Hayal, okudukça huzur bulduğum ve hayatın anlamını arayıp bulamadıkça hırçınlaştığım şu günler de yatıştırıcı bir merhem oldu. Yine Karadeniz'in hırçın dalgaları gibi dalgalanacağım dönemlerde, durulmam için durup durup okuyacağım bir eser olarak baş köşeye yerleşmiştir.
A'mak-ı Hayal
A'mak-ı HayalFilibeli Ahmed Hilmi · Bilge Kültür Sanat · 201716,7bin okunma
·
60 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.