"Senin adını
Kol saatimin kayışına tırnağımla kazıdım.
Malum ya, bulunduğum yerde
Ne sapı sedefli bir çakı var,
Ne de başı bulutlarda bir çınar.
Belki avluda bir ağaç bulunur ama
Gökyüzünü başımın üstünde görmek yasak bana...
(...)
Ve tıpkı o eski
Acıklı hikayelerdeki
Yalınayak, karlı yollara düşmüş, yetim bir çocuk gibi bu yürek,
Mavi gözleri ıslak
Kırmızı, küçücük burnunu çekerek
Senin bağrına sokulmak istiyor.