Gönderi

Nahsen Badeli!
William Shakespare “Bir ulusun türkülerini yapanlar, yasalarını yapanlardan daha güçlüdür.” der. “Çünkü türkü ağıttır, çünkü türkü başkaldırıdır, çünkü türkü yakılır. Bakın söylenir değil yakılır.” der İsmet Zeren.. "SURİYE’DEN ÇIKTIM BEŞ GÜN VADELİ BEYLERDEN ALDIM DA KANLI BEDELİ ADIMA DERLER DE ANAM NAHSEN BADELİ SURİYE’DEN ÇIKTIM NEDİR TELAŞIM İÇERBAHÇE’DE KALDI ÜLEŞİM BEN ÖLÜRSEM ARSLANLARİM YETİŞİN VURMA’N ZALİM BEN BADELİ NAHSEN’İM ZİNCİRLERE BAĞLANMAYAN ARSLANIM." (1910 yılında Kilis’te doğan Badeli Nahsen, büyük mücadeleler veren ve de yılmayan Kilis’in yiğit insanıdır. Badeli Nahsen, askerlik dönüşünde, Kilis’te herkesin yaptığı bir iş olan kaçakçılığa başlar. O zamanlar Suriye sınırlarına henüz mayın döşenmemiş olduğundan, Kilis’in genç erkekleri atlarla Suriye’ye geçip oradan kaçak çay, kahve gibi yiyecekler getiriyorlardı. Ancak ‘BİNİCİ’ denilen bu kişilerin kazançlarını elinden alan bazı ağalar vardı. Badeli, bu binicilerin haklarının onlara verilmesini isteyince, aralarında büyük kavga oluşur. Çoğundan almış olduğu paraları fakirlere dağıtır ve halkın güvenini sağlar. Devam eden bu kavgada birkaç kişiyi öldürerek Suriye’ye kaçar ve böylece halkın gözünde efsane olur. 1950 yılına kadar Suriye-Kilis arasında kaçak olarak hayatını sürdüren Badeli Nahsen, Demokrat Parti’nin iktidara gelmesiyle bir genel af çıkarılır ve Badeli bu aftan yararlanarak Tibil (Öncüpınar) kapısından davul-zurna ile Kilis’e girer. .... Bu zaman içinde Badeli, Kilis Emniyeti tarafından devamlı aranmaktaydı. O tarihte Kilis Emniyet Amirliğine Ahmet Bey isminde Kahramanmaraşlı bir emniyet amiri tayin olur. Ahmet Bey, göreve başlar başlamaz Badeli’yi yakalayabilmek için, önce çocuklarını nezarete attırır ve ayrıca onu ihbar edene de ödül koyar. Bunu haber alan Badeli, atına atlayarak Kilis’in İÇERİBAHÇE denilen bostana geçer ve Ahmet Bey’e, “BEN BURADAYIM. ERKEKSEN TEK BAŞINA GEL” diye haber gönderir. Ancak Ahmet Bey tek başına gitmeye cüret edemediği gibi, hile yoluyla bu işi çözmeye koyulur. Bu konuda kaypak ve korkak kişileri soruşturur ve sonunda mahalle bekçisi HİNDO lakaplı görevliyi devreye sokar. Hindo doğru İçeribahçe’ye gider ve bostan sahibine türlü yalanlar söyleyerek onu kandırır ve Badeli’nin yerini öğrenir. Bunun üzerine sadece emniyet güçleriyle baş edemeyeceğini çok iyi bilen Emniyet Amiri Ahmet Bey, Jandarma’dan takviye kuvveti ister ve İçeribahçe’de etrafını çevirir. Ahmet Bey O’na doğru seslenerek Hükümetin kendisi için özel af çıkardığını, teslim olduğu taktirde serbest bırakılacağını söyler. Badeli bu söylenenlere inanmazsa da yine Ahmet Bey’in ısrarları ve çok asker ve polis öleceğini bildirmesi üzerine üstündeki fişek ve silahları bırakarak ortaya çıkar. Ortaya çıkar çıkmaz Ahmet Bey’in “ATEŞ” emri üzerine Badeli onlarca mermiyle delik deşik olur. Böylece Badeli Nahsen, hile ve kalleşlikle öldürülerek ele geçirilir. Şimdi gelelim Badeli’yi ihbar eden Hindo’ya. Hindo Kilis’te her gittiği yerde, Bedeli Nahsen’i kendi vurduğu palavrasını söylerken, Badeli’nin yakın arkadaşı olan “KÖYLÜ ABDULLAH” lakaplı ünlü kabadayı, Hindo’nun karşısına geçerek “ULAN DÜRZÜ…” diyerek silahının tüm mermilerini kafasına boşaltır. Nasıl ki, Barak İlinde aşk, yiğitlik ve acıları yaşayanlar üzerine şiirler yazılır ve bu şiirler dilden dile dolaşarak yoğunlaşırsa, Badeli’nin göstermiş olduğu yiğitlik de dilden dile dolaşmış, yoğunlaşmış, hem de bu yiğitlik üzerine Barak ağzı formunda bir beste yapılmıştır. İşte bu Hicaz makamındaki barak havası ile Badeli Nahsen ölümsüzleşmiştir. Onu rahmetle anıyor, hoşça kalın diyorum.) Metin Mercimek
·
42 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.