En büyük odayı bana verdikleri için benim pencerem caddeye bakardı. Işıkları söndürür, sadece yatağımın baş ucunda duran küçük gece lambasını yakar, geceliğimi giyer, pencerenin kenarına oturur, saatlerce camdan aşağıya bakardım. Hayatı işte o pencereden öğrenmeye çalışırdım.