’Ölümün soğukluğu, savaşın sıcaklığı, şartların acımasızlığı ve amansız pençelerin avına acı çektirmeyen merhameti, bir manzaraya uyum içinde yerleşmişti. Saf gücün utkusu doğanın çarkıydı. Peki gücün adı neydi? Hedefi yakalayabilmek mi yoksa düşmana merhamet edebilmek mi?’