Kelam bir başka açıdan da hakikat ve mecaz kısımlarına ayrılır.
Hakikat, bir kelimenin dildeki konulduğu manada (söz-lük anlamı) kullanılmasıdır. Buna, [günlük konuşmalarda] konuşanların bir kelimeyi [manası] üzerinde uzlaşarak kullanmalarıdır da denebilir.
Mecaz, [bir kelimenin, sözlükte] konulduğu mananın dışında başka bir anlamda kullanılmasıdır.
Hakikat; lügavi, şer'i ve örf i olmak üzere üç çeşittir.(Kitap, salat, veled misalleri gibi.)
Mecaz; ya ziyade, ya noksan, ya nakil ya da istiare şeklinde gerçekleşebilir.
1-Ziyade yoluyla mecaz'a örnek: "Onun benzeri [gibi] bir şey yoktur"(Şura,11) mealindeki ayettir.(Bu ayetteki teşbih için olan ' kef' harfi zaittir.)
2-Noksanlaştırarak yapılan mecaza örnek: ''Köye sor'' mealindeki ayet.(Yusuf, 12/82. Burada kelime hazfedilerek yani, "Köy [halkın] a sor'' şeklinde mecaz yapılmıştır.)
3-Nakil yoluyla mecaz: Mesela, " " sözcüğü, dilde "İnsandan çıkan [atık] şeyi ifade ederken, [daha sonra bu manadan nakledilerek "İnsanın gözden uzaklaşarak hacetini giderdiği mekan, yer'' manasına kullanılır olmuştur].
4-İstiare yoluyla mecaza örnek: Kehf suresindeki "...Yıkılmayı isteyen bir duvar''(kehf,77) mealindeki ayettir.