Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

1040 syf.
10/10 puan verdi
Tanrım Ne Çok Acı!
İri Memeler ve Geniş Kalçalar Shangguan ailesinin kişisel tarihinin yanı sıra bu ailenin bireylerinin tarihini ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin Kültür Devrimi Dönemi’ni anlatır. Devrim sözcüğü bile tek başına bu kitapta ne kadar çok detayın ve acının olduğunu hissettirebilir; çünkü kanla toprakları çamurlaşmamış hiçbir devrim yoktur dünyada. Kitap Çin ve Japon savaşının halk üzerinde bıraktığı etkileri anlatmakla başlar. Bu savaş ikinci dünya savaşı yani batı da Nazilerin büyümesi ile aynı tarihlere denk gelir. Mo Yan savaşanlardan ziyade savaşın etkisinde kalan halkı anlatarak da başlıyor kitaba diyebilirim. Savaşın patlak verdiği gün Shangguan ailesinin tek gelini olan Shanggun Lu doğum sancıları içerisinde kıvranır. Aynı anda evin tek eşeği de doğum sancıları içerisindedir. Kitabın bu kısmında Mo Yan çok güçlü bir ironi ile bizi yüz yüze bırakır. Yedi tane kız doğurmuş olan gelin Lu bu doğumu tek başına yapar. Çünkü aile bireyleri eşeğin doğumu için eşeğe yardım etmektedirler, geline değil. Kitabın daha başında bizi ataerkil bir toplumda olduğumuzu, kız çocuklarının yok sayılıp tüm ailenin tek derdinin erkek torun olduğunu ve tam yedi tane kız doğurmuş gelinin sekizinci doğumunda da kız doğuracağı yanılgısıyla yalnız bırakılmıştır Shangguan Lu. Nitekim öyle olmaz, Lu bu doğumda bir kız ve bir de erkek çocuk doğurur. Kitabın ana karakteri ve kitabın anlatıcısı oğlan Shanguan Jintong bu şekilde dünyaya geldiği için kitaptan küçük bir detay verdim. Gel gelelim kitap bize neyi anlatıyor? Mo Yan neden böyle bir kitap yazma gereği duymuş, sorularını irdelemeye. Okumaya başlamadan bu sorularla başladım bende. Zaten kitabın adı beni yeterince düşündürmüştü. Ama okuma serüveni sürecinde Mo Yan’a teşekkür etmeden, önünde saygıyla eğilmeden edemedim. Çünkü sorun sadece savaş ya da sadece devrim değildir. Sorun sadece bir ailenin ve bu ailedeki bireylerin çektikleri acılarda değildir. Sorun yaşamaktır. Ya da Pavese’nin tabiriyle ‘yaşama uğraşıdır’. Yaşamak için, hayata devam edip çocuklarınızı doyurmak sevdiklerinizi korumak için neler yaparsınız ya da neler yapar insanevladı? Mo Yan tam da bunu gözümüze sokar bu kitabında da. Kitap Jintong’un meme tutkusu ve bağımlılığıyla genişleyip büyür. Peki neden meme? Kitabın son cümlesi bana bu sorunun cevabını o kadar iyi verdi ki, kitap bitmesin istemi yanı sıra bir ah çektim desem abartmış olmam (Hatta karşı koltukta oturan eşime de okudum bunu). Meme üzerinden devam etmek istiyorum çünkü meme yaşam kaynağıdır. Doğan memeli her varlığın bildiği ilk şey annesinin memesini emmektir. Yani yaşam meme emmekle başlar. Ama Jintong için bu hep devam eder. Birkaç yıl sonra bitmez. Bu da onun bütün yaşamını etkiler. Kitap aslında kadınların ne kadar güçlü olduğunu kanıtlamak amacıyla yazılmış sanki. Nitekim Mo Yan’ın kitabın annesinin kişisel deneyimlerinden yararlanarak yazdığını açıkça söylüyor. Zaten yazar kitabı da annesinin ruhuna adamış. Kitaptaki anne karakter Shangguan Lu Çin Japon savaşında ölen ailenin erkeklerinin de işlerini yaparak dokuz çocuğunu büyütür. Kitap da bu dokuz çocuğun kişisel tarihlerini Jintong tarafından anlatılır. Mo Yan o kadar başarılı bir anlatım sergiliyor ki bu ailenin tüm bireylerinin kişisel tarihlerini hiç sıkılmadan severek okuyorsunuz. Tam da bu noktada kitap bana sık sık Yüz Yıllık Yalnızlık kitabını anımsattı. Başlık olarak seçtiğim ne çok acı var cümlesi bu kitap için o kadar uygun ki, başka ne diyebilirim bilemedim. İnsan, yaşam ve yaşamın doğurduğu acı bize anlaşılmaz bir şekilde bir üçgen oluşturuyor. Aslında hepimizin böyle bir üçgenin içinde debelenip durduğumuzda su götürmez bir gerçek. İnsan, insana savaşı ve acıyı veriyor. İnsan, insana güveni sonra da ihaneti veriyor. İnsan, insana önce mutluluğu sonra da mutsuzluğu veriyor. Yani insan her şeyin karşıtını üreterek yaşamı sürdürüyor. Dünyanın toprakları kanla sulanmışken hiçbir yazardan bu kadar güzel bir detay okumadım. Kitaptan alıntılayarak buraya bırakıyorum. “Çiçeklerden tatlı bir koku yayılıyordu. Öne doğru birkaç adım süründü, elini uzatıp o çiçeği kopardıktan sonra kendine verdiği küçük bir ödül olarak ağzına atıverdi. Çiçeğin yaprakları çok gevrekti, sanki çiğ karides yiyordu, biraz çiğnedikten sonra ağzına kanın o kötü tadı geldi. Bir çiçekte niye kan tadı olur ki? Çünkü üzerinde yetiştiği toprak insan kanına bulanmıştır.” Kitabın diğer boyutu da siyasi oluşudur. Devletler ya da devletleri yönetenler ne kadar düşüncesiz ve zalim olabiliyorlarsa o kadar zalimlik ve düşüncesizliği gözümüze sokuyor Mo Yan. Savaş ne kadar acımasız oluyor, bunu savaşı yapan erkekleri anlatmaktan ziyade bu savaş esnasında masum halk ne kadar etkileniyor asıl onu anlatıyor. Kitabın bu kısmı da çok etkiledi beni; çünkü genelde savaşların kendileri ya da savaşan askerlerin acıları anlatılır. Ama yazar korkusuzca Çin’deki Kültür Devrimi’nin acımasızlığını, bunun toplumu nasıl etkilediğini anlatıyor. Onun bu korkusuz kalemi beni inanılmaz etkiliyor ve kendisine olan hayranlığımı kat be kat arttırıyor. Kitapları yasaklansa da o bu kitapta şu şekilde insanlara seslenmeye devam ediyor. “Kardeşlerim, dostlarım, silah arkadaşlarım, açın gözlerinizi artık, kocaman açın, açın da görün kamu mallarının ceplerine nasıl da girdiğini, halkın alınterini ve kanını nasıl da çarçur ediyorlar görün bakalım, baksanıza, bizim altı aylık mutfak masrafımızla bir sudyen alabiliyorlar, şöyle hafif bir yemek yemeleri bizim üç aylık tahılımız. Nereye baksam otel ve restoran doldu, rüşvet ve yolsuzluk her yerde, her yer görevini kötüye kullanan vurguncularla doldu taştı. İki yıl belediye başkanlığı yapıp cebine on milyon yuan indir. Sevgili köy halkı, her şeyi benden daha iyi bildiğinizi biliyorum, atardamarınıza birer kamış sokmuşlar. Sevgili köy halkı, onların arzuları dipsiz birer okyanustur! Dostlarım uykulu gözlerinizi açıp gerçeği görün artık!” Mo Yan insanı çok iyi tanıyor bana göre. İnsan psikolojisini iyi biliyor. Müthiş bir dehası var. Sosyolojik kavramlara ve bunların insanlar üzerindeki etkilerini de çok iyi biliyor. Çünkü ne kadar savaş ve yıkım olursa olsun insan da asla umut bitmez. Açsa tokluğu umut eder. Yaralıysa yaşamı umut eder. Ser sefilse ferahı umut eder. Dünya da cehennemi yaşıyorsa, ölümden sonra cenneti umut eder. Ah çilekeş, aynı zamanda vefalı, yaşamak için her yolu denen acılı kahraman, yılmayan güçlü kadın Shangguan Lu nasıl da güzel söylüyor çocuklarına: “Ananız şu yarım hayatında çok şey yaşadı şu birkaç şeyi öğrendi: Cennet her şeye rağmen yine de iyidir, şu bizim üç göz odalı yıkık dökük evimizle kıyaslanamaz; şu bir başınıza dolanan vahşi hortlaklardan korkacağınıza yaşayanlardan korkun.” Evet ölülerden değil, yaşayanlardan korkun. Peki Mo Yan, peki… Bu kitap hakkında yazmaya devam edersem daha çok harf ve kelime götürür. Kitap asla sıkmıyor sizi bin küsür sayfa olmasına rağmen. Tek tek hayatları ve bu hayatların acılarını gösteriyor size. Kitabın sonlarına doğru Mo Yan’ın aslında bu kitabı kadınların ne kadar yüce ve güçlü varlıklar olduğunu göstermek için yazdığına iyice ikna oldum. Çok ama çok da haklı. Erkekler savaşır, öldürür ama kadın hep var kılıp yaşatır. Başta da dediğim gibi kitabın son cümlelerinden biri olan bu cümle ah dedirtti, ah! “Gökteki hazineler güneş, ay ve yıldızlarsa, yerdeki hazinelerse iri memeler ve geniş kalçalardı işte.”
İri Memeler ve Geniş Kalçalar
İri Memeler ve Geniş KalçalarMo Yan · Can Yayınları · 2019518 okunma
··
1 artı 1'leme
·
2.910 görüntüleme
Fatih Taş okurunun profil resmi
Yahu şöyle güzel incelemeler yazıyorsunuz, beni hiç tanımadığım yazarlara yaklaştırıyorsunuz ya, gerçekten güzel iş yapıyorsunuz. Kaleminize sağlık Gökhan Bey. Yazar sayenizde merakımı epey cezbetti, mutlaka okunacaklardan birisi artık.
GökHan okurunun profil resmi
Genelde en bilindik ve sevilen kitabı Kırmızı Darı Tarlaları'dır. Ama ben henüz okumadım. Mo Yan müthiş bir deha. Şiddetle tavsiye ederim. Güzel yorumunuz için de teşekkür ederim 😊
1 sonraki yanıtı göster
Hasan ALTINIŞIK okurunun profil resmi
Kardeşim kitabın nekadar güzel olduğunu bilmiyorum ama senin kadar güzel inceleme yapan birini okudum ya kitabı okusam belki senin bu incelemen kadar etkilemeyecekti beni. Çok müthiş kalemin var. Eline kalemi alıp yazar olmak heveslisi onca insan varki keşke sizin şu incelemenizin 3 te biri kadar yazabilseler. Ben sizin çok iyi bir kalem olduğunuzu düşünüyorum yazılarınızın artarak devam etmesini diliyorum.
GökHan okurunun profil resmi
Çok ama çok teşekkür ederim, sözlerin beni gururlandırdı 😊😊
RoadNotTaken okurunun profil resmi
Çok güzel bir inceleme olmuş. Yazarın "Kızıl Darı Tarlaları" kitabını okumuştum. O da hacimli bir kitaptı. Yer yer zorlasa da ilginç bir okuma deneyimi olduğu için kısa sürede okumuştum. İncelemenizden sonra bu kitabı da listeme ekliyorum. İyi okumalar.
GökHan okurunun profil resmi
Şiddetle tavsiye ederim. Teşekkürler 😊
Ebiseee okurunun profil resmi
Bu incelemeyi okuyup da kitabı merak etmeyen yoktur sanırım. Kaleminize sağlık. Büyük bir merakla okuyacağım. 👏
GökHan okurunun profil resmi
Teşekkürler keyifli okumalar ☺️
Yusuf Kaymaz okurunun profil resmi
Abim, yoldaşım, sırdaşım... Kitabı kesinlikle okumamı istemiştin şimdi incelemeni okudum ve yarın ilk işim kitabı alıp okumak olacak.. TEŞEKKÜRLER.......
GökHan okurunun profil resmi
Canım gardaşım okumalısın tabii 😘😘
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.