Gönderi

144 syf.
6/10 puan verdi
eksik, yetersiz ve suçlu
Dikkati çok çabuk dağılıyor. Sıra arkadaşı sık sık burnunu çekince delirecek gibi oluyor, yoldan bir araç geçse, kalorifer peteklerinden çıtırtılar gelse kafası karışıyor. İkide bir basit görünen hatalar yapıyor. Adı Enno! Öğrenme güçlüğü çektiğini söylüyorlar. Bir kez sınıfta kalmış. Arkadaş edinmekte zorlanıyor. Annesi sürekli üzgün, kaygılı ve durmadan çocuğun üstüne varıyor. Her fırsatta ‘normal’ olmadığını ona hatırlatacak şekilde davranıyor. Annesinin kaygılarını besleyen ve esnek düşünmeyi beceremeyen fevkalade katı bir de öğretmeni var. Basit imlâ hataları için bile epey can sıkıcı davranıyor. Enno’dan şikayet etmediği bir gün bile yok. Anlayacağınız bizimkinin işi zor. Peki, o ne yapıyor? Hayalistan adını verdiği fantastik bir âleme kaçıyor. Hayalistan, rekabetçi bir yer değil orada IQ testleri yok! Oradakiler, bütün mahlukata karşı yüksek duyarlılıklara sahip, kavrayışı derin insanlar… Hâl böyle olunca Enno’nun oradan dönmesi kolay olmuyor. Dünya normlarına göre Enno’da bir sorun olduğu kesin! Anne, meseleyi olduğundan çok daha büyük görecek kadar endişeliyken baba görmezden gelmeye, inkar etmeye daha yatkın! İkisinin de durumu sağlıklı görünmüyor. Abla, ergenliğin sularında kulaç atmaya başlamış durumda ve iletişim çatışmaları hat safhada… Hâliyle onunla bağ kurmak zor. Enno’nun bir tek arkadaşı var: Olsen! Bir üst sınıfta… Gelin görün ki Olsen de üstün zekâlılıktan muzdarip bir çocuk… Bu zekâ sayesinde elde ettiği başarılar sebebiyle başı belada… Sınıf arkadaşlarından bazıları haset duyguları içinde Olsen’e zorbaca davranıyorlar. Bu çocuğun annesi de oğlunun zekasıyla fazlaca mağrur… Sırasıyla üç ebeveyn tavrını da görme imkânı buluyoruz.: 1. Aşırı kaygılı bir duruş, 2. duyarsız bir bakış, 3. abartılmış özgüven! Ebeveynlerin taarruzu olmasa çocuklar çok daha sağlıklı durumdalar. Şu işe bakın ki Olsen’in de başka arkadaşı yok. Tek arkadaşı Enno! Bu iki arkadaş, birbirlerini olduğu gibi kabul etmeyi başarmış durumda. Yetişkinlerle karşılaştırınca çocukların içten pazarlıklı olma becerileri daha düşük. Ayrıca kafaları yetişkin standartlarıyla sınırlandırılmış değil! Bu, onların her türden durumu kendine özgü şartları içinde kabul etmelerini sağlıyor. Neyse bir gün Enno’yu Olsen’in psikoloğuna götürmeye karar veriyorlar. Bu son derece yetenekli psikolog, Enno’nun durumunu kavrıyor ve annesine oldukça başarılı bir biçimde anlatıyor. Bu çocuk bir karahindiba değil bir orkide! Nasıl yani? Ne demek orkide? Her şeyi ben mi anlatayım efendim. Merak ederseniz okuyunuz! Üstelik Enno her konuda beceriksiz değil. Kitabın sonunda bu hususta hoş bir sürprizle de karşılaşıyoruz. Bu eser özellikle merhamet duygularının tesiri altındaki aşırı kaygılı ebeveynlere uyarı ve eleştiri niteliğindedir. Çocukların kendilerini eksik, yetersiz ve suçlu hissetmesine sebep olabilecek söz ve eylemleri durmadan tekrar etmenin yaratacağı tahribatı tahmin etmemiz için yazılmış gibi görünüyor. Özel öğrenme güçlükleri, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu vb. birtakım zihinsel yetersizliklerden etkilenen çocuklara bu durumu tekrar be tekrar hatırlatmak yerine onlarla hemhâl olarak onların düşünme ve hissetme biçimlerini kavramayı teklif ediyor. Eseri çocuk okurların zaviyesinden değerlendirmem istense üst düzey bir okuma kondisyonu gerektirdiğini söylemek zorunda kalırım. Neden? Çünkü bir dizi düzenli eylem yok! Akışı sık sık kesen hayaller yahut düşünme süreçleri var. Bunlar son derece keyifli olsa bile akıcı okuma becerisi zayıf okurların tökezlemesine sebep olacaktır. Küçük kültürel uyarlamalar konusunda çevirmeni tebrik etmek gerekir. Çetinçeviz öğretmen, doktor aklıselim, hayalistan gibi yaratıcı adlandırmalar okumayı kolaylaştırıcı tercihlerdir ve her çocuk edebiyatı çevirmeninden beklediğim harekettir. (Enno'nun soyadı da Bambaşka olarak çevrilmiş. Tam isabet İsimleri de bütünüyle Türkçeleştirseymiş tadından yenmezmiş. Böyle de hiç fena değil. İlkokul ve ortaokul öğrencileri için yazanlara seslenebilme imkânım olsaydı mümkün olduğu kadar anakronik anlatımdan kaçınmalarını (zamanın düzenini bozmamalarını), birinci kişi ağzını daha çok tercih etmelerini, eylem ağırlıklı metinler oluşturmalarını ve bu eylem akışını yalnızca çok gerekli zamanlarda kesintiye uğratmalarını önerirdim.
Enno ya da Asfalttaki Karahindiba
Enno ya da Asfalttaki KarahindibaAstrid Frank · Kırmızı Kedi Çocuk Yayınları · 2020206 okunma
·
93 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.