Çoğu bilinmezliğe doğru bir yolculuk halindedir; evet insanlardan bahsediyorum. Sen, ben, geriye kalan herkes bu soyut yolculuğu deneyimlemektedir. Bilinmezliğin sıfatı ve buraya katedilen mesafenin yolculuk niteliği taşımasında temel görüş insan zihninin terminolojisinde ki yetersizlikten kaynaklanmaktadır. Büyük bir devrimdir! Daha öncesinde düşünülmeyen her zerre, tanımlanmaya başlanıp "bilinmezlik" olarak adlandırılmıştır. Gerçekleşmekte olan deneyimler yolculuğumuzun bir parçasıdır, yeterince açıktır. İnsan kendini tanımadan önce insanları tanımaya başlar, bu benlik için yeterli bir travmadır. Bu noktadan sonra ego yetersiz kalmaya başlar, kendini tanır, öğrenir ve birlikte vakit geçirir. İnsanın kendisiyle konuşması bundan süregelir, ihtiyacı vardır. Sosyal kaygının sınırlarının esnekliği onu şaşkına çevirir kendisine küser ama zihin buna izin vermez. Gerekli tüm donanımlara sahiptir, onu diğerlerinden korumak için gelişim öngörülebilir bir şekilde hızlanır. İvme kazanan benlik kişisel etkinin dallarıyla baş ederken, onu özümserken bir anda daha büyük düşüncelere atılmak ister, küreselleşir. Sınırlara çok dikkat etmek gerekir, her zaman bir adım daha atarak düşünmeye başlamak. Hayal gücü ile beslediğin zihin, gerçekler ile algısal kayıplar verebilir.